| Onu ve babamı bağlantısı olduğu ölüm cezası içeren bir suçla ilgili bir kanıt. | Open Subtitles | أملك دليل يربطه هو و أبي إلى جريمة يمكن أن يحصلون فيها على عقوبة الموت |
| Boyd'un tayfasına bağlayan bir şey yok. Ama... - Ne? | Open Subtitles | لاشيء يربطه بـ بويد مما يستطيع فريقنا أن يجده ,ولكن.. |
| Aaa.. Şey... Elimizde onu cinayete bağlayacak ne kan var ne de başka bir şey. | Open Subtitles | حسناً , لا نملك دماءاً أو أيّ شيء يربطه بجريمة القتل |
| Bu yüzden onu, şehir merkezindeki olayla ilişkilendiren sağlam bir kanıt bul. | Open Subtitles | فأريني دليلاً صلباً يربطه بحادثة وسط المدينة. |
| Eğer onu bir şekilde eroin ile ilişkilendirecek kanıta ulaşabilirsek Bizde kendi şantajımızı yapabiliriz... | Open Subtitles | إن أمكننا الحصول على دليل يربطه بالهيروين، يمكننا أن نبتزه |
| Evet, bunların hepsi tamam, ama Lisa Boyle ile tek bağlantı öldürme şekillerinin benzerliği. | Open Subtitles | أجل فكل هذا جيد ولكن كل ما يربطه بليزا فقط طريقة القتل |
| Onunla Vasquez kartelini bağlantılı kılan bir şey bul. | Open Subtitles | ابحث عن شيء يربطه مع فاسكويز الكارتل. |
| Bu genç adamın babasıyla bir bağı olduğunu hiç dikkate almadık mı? | Open Subtitles | هل توقفنا لنفكّر بأن هذا الولد لديه عهد يربطه مع أبيه؟ |
| cinayetle ilgisi olduğunu gösteren DNA kanıtı bulduk. | Open Subtitles | إثبات للحمض النووي الذي يربطه بجريمة القتل حسنا، رئيس |
| Artık Ahmed'in bizimle olan bağlantısını bilen tek kişi sensin. | Open Subtitles | الآن الشخص الوحيد الذي يمكن أن يربطه بنا هي أنتِ |
| Balistik incelemede, dört faili meçhul cinayetle bağlantısı çıktı. | Open Subtitles | لحد الآن، يربطه قسم المقذوفات بأربع جرائم قتل غير محلولة. |
| Vali bize bir çek verecek ve bunu onunla bağlantısı olan bir şirkete yatıracağız. | Open Subtitles | العمدة يعطينا شيك الذي يربطه ببعض الشركات |
| Dolandırıcılıktan mahkûmiyet. El-Kaide yanlısı insanlarla bağlantısı var. | Open Subtitles | مدان بالاحتيال ، والامن القومي يربطه بحلفاء للقاعدة |
| Onu kurbanlara bağlayan hiçbir şey... | Open Subtitles | لا يوجد حبل ، أو أيّ زيّ لا شيء يربطه بأيّ من الضحايا |
| Onu Arthur'a bağlayan bir kanıt yoktu, üstelik o eve çocuğun ölmesinden iki sene sonra taşınmış. | Open Subtitles | لا دليل يربطه بأرثر ، وقد إنتقل إلى ذلك الحى بعد سنتين من قتل الولد |
| Ama onu hem arabadaki hem de dünkü evde patlayan bombaya bağlayacak adli kanıtlarımız var. | Open Subtitles | لدينا دليل شرعي يربطه بقنبلة السيّارة، و بقنبلة المنزل التي أنفجرت اللـّيلة الماضية. |
| - Evet. Eğer o kutuda onu suçlarla ya da cinayetlerle ilişkilendiren bir şey varsa... | Open Subtitles | ان كان هناك اي شئ في ذلك الصندوق يربطه لأحدى الجرائم |
| Onu cinayetlerle ilişkilendirecek hiçbir kanıt bulamadım. | Open Subtitles | لا أستطيع إيجاد أى دليل يربطه بجرائم القتل |
| Herkesin DNA'sında, üç milyar yıl önceki Dünya üzerinde mevcut yaşamla doğrudan bir bağlantı var. | Open Subtitles | في الحمض النووي لكل شخص هناك رابط مباشر يربطه بالحياة على الأرض قبل 3 مليارات عام |
| Orada Aster Şirketi'yle bağlantılı hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | لا يوجد شيء بالموقع يمكن أن يربطه ب"استر كوربس" |
| İnsanların iyiliği için dünyada biyolojik bağı olan tek insanı kurban ediyor. | Open Subtitles | يضحى بالشخص الوحيد فى العالم الذى يربطه به رابط بيولوجي لأجل الخير الاعظم |
| Fakat cinayetlerle ya da şebekeyle ilgisi olduğuna dair en ufak kanıtımız yok. | Open Subtitles | ولكن لا يوجد لدينا أي دليل يربطه بالجرائم أو بالعصابة |
| Sen Bimmel'in kızıyla bağlantısını buI. Belvedere'de araştırma yap. | Open Subtitles | أحتاج الان الى ما يربطه بالفتاه بيميل ابحثى عن أى دليل فى بلفدير |
| Niçin biri onu vurup ve sonra da bir ata bağlar ki? | Open Subtitles | لما يقتله، ثمّ يربطه إلى حصان ؟ |
| Hala devam ediyor ama şimdiye kadar evinde ya da iş yerinde Kurtzman'ı cinayetle bağdaştıracak bir şey bulamadık. | Open Subtitles | حسناً، لا زلنا نُفتّش، لكن حتى الآن لا يُوجد شيء في منزله أو مكتبه يربطه بجريمة القتل. |
| Ve kulübeden de onunla ilişkilendirebileceğimiz bir şey çıkmadı. Ne silah, ne mermi, hiçbir şey. | Open Subtitles | أي شيء في تلك المقصورة من شأن أن يربطه بهذا ، لا مسدس ، أو ذخيرة ، لا شيء |