| - Tamam, olur. Saat 9:30'da yemege baslamayiz, zira aracilarimiz telefona cevap veriyorlar. | Open Subtitles | لا نبدأ بالاتصال عند التاسعة و النصف لأن زبائننا يردون على الهواتف بالفعل |
| Görünüşe bakılırsa, herkes yapabiliyor. Asıl zor olan ölülerin cevap vermesini sağlamak. | TED | تبين ان أي شخص يمكن أن يفعل ذلك. ان تجعل الموتى يردون علينا هو الشيئ الصعب. |
| Onların hepsi gaza gelip canlanmak, ve köpekler gibi sikişmek istiyorlar. | Open Subtitles | جميعهم يردون أن يتنشطوا و يضاجعوا مثل الكلاب |
| Bu hayaletler o lanet pizzayı dışarı atmanı istiyorlar. | Open Subtitles | الأشباح يردون منك أن ترمي هذه البيتزا اللعينه |
| Yemin ederim efendim, barış çubuğu tüttürmek istediklerini düşünmüştüm. | Open Subtitles | أقسم سيدي, اعتقدت أنهم يردون تدخين غليون فقط |
| Bana karşılık vermedikleri sürece, insanları öldürebilirim. | Open Subtitles | يمكنني قتل الناس بالفعل طالما لا يردون ضرباتي |
| Oyuncak hesaplarına giden parayı istedikleri her şey için harcayabilirler. | TED | والمال الذي في حساب الالعاب هو تحت تصرفهم المباشر يمكنهم فعل ما يردون به |
| Dünyadaki bu sayısız kültürlere insan olmanın anlamı nedir diye sorulduğu zaman 10:00 farklı sesle cevap vereceklerdir. | TED | عندما تسأل هذه الثقافات التي لا حصر لها في العالم عن معنى أن تكون إنسانا فهم يردون بـ 10000 صوت مختلف |
| Ne zaman çalışmalarına bir şey desem hemen cevap verirler tartışırlar. | Open Subtitles | إن علقت على عملهن كمثال يردون علي يجادلونني |
| Yetişkin iki çocuğum... telefonlarıma bile cevap vermiyor. | Open Subtitles | ومُطلق أبنائي الكبار لا يردون علي مكالاماتي |
| Yetişkin iki çocuğum telefonlarıma bile cevap vermiyor. | Open Subtitles | ومُطلق أبنائي الكبار لا يردون علي مكالاماتي |
| Saat 9:30'da yemege baslamayiz, zira aracilarimiz telefona cevap veriyorlar. | Open Subtitles | لا نبدأ بالاتصال عند التاسعة و النصف لأن زبائننا يردون على الهواتف بالفعل |
| Benimle böyle konuşmaya kalkışma, seni ihtiyar at. Stüdyo telefonlarına cevap vermeyecek diye kızgınsın, yoldaş. | Open Subtitles | أيها المختل ، أنت تفعل هذا لأن الأستديو لا يردون على أي من مكالماتك أيها الرفيق |
| "Dayanak"'ın izini sürmemi istiyorlar. Kendi başıma,gözlerden uzak. | Open Subtitles | يردون مني ملاحقة نقطة الارتكاز بدوري ، عن طريق الرادار |
| Acil durumlardaki üç kişiyi mi istiyorlar? | Open Subtitles | ولم نفعل ذلك أبداً . أنهم يردون ثلاث أشخاص في حالة الطوارئ ؟ |
| Çocuklarını geri istemiyorlar. Paranı istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يردون إستعادة اطفالهم بل يريدون نقودك |
| Onların hepsi gaza gelip canlanmak, ve köpekler gibi sikişmek istiyorlar. | Open Subtitles | جميعهم يردون أن يتنشطوا و يضاجعوا مثل الكلاب |
| Bu gece bir ara gidip teşhis etmeni istiyorlar. | Open Subtitles | يردون منك أن تذهب الي مركز وتنظر الي المشتبهين بهم. لاحقاً الليلة. |
| O zaman elini kaldır. Ne istediklerini öğren. | Open Subtitles | حسناً ، ارفعي يديكِ لتري ماذا يردون |
| Sanırım onlara istediklerini vermem gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا انا قد اعطيهم الذي يردون |
| Sonuçta bu durum, birçok erkeğin ona karşılık vermesine sebep oldu. | Open Subtitles | و بطريقتها الفعّالة , جعلت الرجال يردون عليها بنفس الشعور |
| Birine bir şey söylemek istedikleri zaman bedenimi kullanmalarına... | Open Subtitles | إذا كانوا يردون أن يستخدموا جسدي من اجل أن يقولوا مايردون لشخص ما، |
| Onlara burada sahip olabilecekleri en büyük kaleyi kazandırmak üzereyim ve karşılığını senin ruhunu senden alarak ödediler. | Open Subtitles | وعلى وشك وضع أقدامهم فى أعلى مكان وصلوا إليه هنا وها هم يردون لى الجميل بسلب روحك منك |