| Dört kişi koşu bandının üzerinde dans ediyor, kesme yok, sadece bir duran kamera. | TED | أربع أشخاص يرقصون على آلالات المشي بدون تقطيع، فقط كاميرا ثابتة |
| Arkamızda bulunan Fransızlar bağırarak dans ediyorlar ve şarap şişelerini sallıyorlardı. | Open Subtitles | ، الفرنسيون وراء موقعنا كانوا يرقصون يصيحون ، ويلوّحون بزجاجات النبيذ |
| Kaşarların dans ederken paçalı donlarını göstermesini izlemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تشاهد أولائك العجائز يرقصون وكيف يظهرن لباسهم الداخلي للعيان |
| Sanki, neredeyse müziğin ritmine göre dans eden, çıplak, coşkulu vücutları görebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني رؤيتهم عراة يرقصون على الإيقاع هل هُم هكذا في الكنسية أيضًا؟ |
| Çok geçmeden sendelemeye başladılar, dans eder gibiydiler. | Open Subtitles | و بعد وهلة بدأ ظهور رعاش على طول جسمهم مثل كأن كانوا يرقصون |
| Böylece arkadaşlarını dansederken görebilirsin. | Open Subtitles | ستكونين قادرة على رؤية . أصدقائك وهم يرقصون |
| Muhtemelen dışarı çıkmış bir ağacın etrafında dans ediyor ve bir lahanaya yada onun gibi bir şeye tapıyorlardır. | Open Subtitles | في الغالب يكونون يرقصون على العامود يصلون للملفوف او شيء اخر |
| Burada şapkalı bir adam var ve dans ediyor gibiler. | Open Subtitles | في هذه، يوجد رجل بقبعة ويبدو أنهم يرقصون |
| İnsanlar ya içiyor ya da dans ediyor ve içmek bir seçenek değil. | Open Subtitles | كل الموجودين أما يرقصون أو يشربون و الشرب ليس من خياراتي. |
| Kalabalıkta dans ediyorlar. Bundan bir şey çıkmaz. | Open Subtitles | إنهم يرقصون أمام العامة لا يهم الأمر كثيرا |
| Genç insanlar dans ediyorlar, birbirlerine sarılıyorlar, ve gün batımından önce sevişiyorlar. | Open Subtitles | الشباب يرقصون يحتضنون ويمارسون الحب قبل طلوع الشمس |
| Bu bir barış konferansı ve dünyanın her yerinden diplomatlar birbiriyle dans ediyorlar. | Open Subtitles | هذا هو مؤتمر السلام الدبلوماسيين من جميع أنحاء العالم يرقصون معاً |
| Kızım ve yeğenim ormanda kafirler gibi dans ederken yakalandı mı diyeyim? | Open Subtitles | .. أنابنتيوابنة أختي . وُجٍدوا يرقصون مثل الوثنيين في الغابة |
| Evlerinin enkazında dans eden parkur dansçılarımız var. | TED | لدينا راقصو الباركور الذين يرقصون تحت حطام منازلهم. |
| Kimse savaştan bahsetmez, herkes dans eder. | Open Subtitles | ولا أحد يتكلم عن الحرب هم فقط يرقصون علي كول بورتر |
| Böylece arkadaşlarını dansederken görebilirsin. | Open Subtitles | ستكونين قادرة على رؤية . أصدقائك وهم يرقصون |
| Bu çok inanılmaz. Tüm bu insanlar burada dans edip iyi vakit geçiriyorlarken. | Open Subtitles | هو غير واقعي جدا، كل هؤلاء الناس يرقصون ويقضي وقتا جميلا. |
| Sert polisler sokakta dansediyor... ve bu 11 haberlerine çıkıyor. | Open Subtitles | لا أصدق هذا .. الشرطة يرقصون في الشارع وتذاع في أخبار الحادية عشرة |
| Bayanlar baylar, ne şovdu ama. Bütün gece dans ettiler. | Open Subtitles | ياله من عرض سيداتي سادتي فقد كانوا يرقصون الليلة بأكملها |
| Ayda bir maske giyip dans ederlerdi, neden yaptıklarını Tanrı bilir. | Open Subtitles | حتى أنهم كانوا يرقصون الفلكلور حول العامود مرة في الشهر ، مُرتدون الأقنعة ومراسم العبادة تجمع بين البيض والهنود معـاً |
| Bu gece gördüğüm Avrupalı dansı böyle değildi. | Open Subtitles | لا، لا. هذه ليست الطريقة التي رأيت الأوربيون يرقصون بها الليلة |
| Som Dam Bi'nin televizyondaki dansını taklit ederler ama Son Dam Bi'nin dansı diyemezsiniz artık - çocuğun kendi dansı olmuştur. | TED | يرقصون على رقصة سون دام بي على التلفزيون، لكن لا تستطيع أن تدعوها رقصة سون دام بي -- تصبح رقصة الطفل نفسه. |
| Bütün dansçılar ayakta kalmak ve her zaman dans etmek zorunda. | Open Subtitles | كل الراقصين يجب ان يبقوا على اقدامهم و يرقصون طوال الوقت. |
| Ben Temiz Genç danslarını pek sevmem. Hadi ama. | Open Subtitles | أنا لا أظن أن جماعة نظافة المراهقين يرقصون كثيراً |
| Ben daha çok bir sürü... küçük insanın tekno müzikle etrafta dans ettiği... kocaman nükleer bir mantar bulutu düşünüyordum. | Open Subtitles | لا ، لا لقد كنت افكر فى صورة بها غمامة نووية مع بعض الاشخاص يرقصون حولها |