| Bir sürü insanı yöneten birisi bu kadar çabuk diz çökmez. | Open Subtitles | لا يوجد أحدا يقود شعبا و يركع بسرعة |
| Kendi Tanrısı dışında bir tanrının önünde diz çökmez o. | Open Subtitles | أركع لن يركع لغير ربه |
| Mahkum, diz çöküp başını kütüğe koyar... boynunu, özel olarak tasarlanmış... bu küçük oyuğa yerleştirir, balta buraya iner... ve kafayı gövdeden tek hamlede, bazı şanssız durumlarda... iki hamlede ayırır. | Open Subtitles | الضحية يركع, ويضع رأسه على الصخرة ويُثبت رأسه على التجويف فى الصخرة المصمم ليناسبه, ثم تهوى البلطة |
| Bir erkeğe diz çöktüren hiçbir şeyi sevmem. | Open Subtitles | لا أحب شئ يجعل الرجل يركع |
| Ray'i buraya diz çöktürdüm. Onu iki kez boğazından ve göğsünden vurdum. | Open Subtitles | جعلت راي يركع للأسفل هناك وأطلقت عليه طلقتين في حلقه وصدره |
| Herkes artık ektiğini biçecek ve dua dışında kimseye diz çökmeyecek. | Open Subtitles | كل إنسان سوف يحصد ما سيزرعه و لا يركع سوى فى صلاته لله |
| Theo bana eşlik etti içeride, dizlerinin üstünde babam vardı. | Open Subtitles | بشرني بالداخل حيث هناك أبي يركع على ركبتيه |
| Her bir hacıyı Meryem'in lahiti önünde diz çökme şansından mahrum bırakmak. | Open Subtitles | أن تنكر على كل حاج فرصته في أن يركع أمام قبر المجدلية |
| Evlatlarını yanında tutan Tanrım önünde diz çöküyorum. | Open Subtitles | رباه يا من تبقي أطفالك قريبين انظر لمن يركع هنا |
| Benim kralım hiçkimsenin önünde diz çökmez! | Open Subtitles | لا يركع الملك لأى رجل |
| Üzgünüm ama, Bir Truvalı asla diz çökmez. | Open Subtitles | آسف الطروادي لا يركع |
| Ama diğer yandan, Dunder Mifflin'in Müdürü hiç kimse için diz çökmez. | Open Subtitles | ولكن, مدير (دندر ميفلين) لا يركع لأي إنسان |
| Kuba Şefi asla diz çökmez. | Open Subtitles | زعيم قبيلة "كوبا"، لا يركع أبداً |
| Bu sadece Marty Kaan'ın kıçını kurtarmak için diz çöküp bilirsin ne yapacaksa yapması düşüncesi. | Open Subtitles | فقط الفكرة بأن مارتي كان يركع علي ركبتيه وأنت تعلم، يفعل ما يمكنه لإنقاذ نفسه |
| Kadınların aptallıklarından utanıyorum, diz çöküp barış isteyecekleri yerde, | Open Subtitles | إنني أشعر بالخجل أن المرأة هي في غاية البساطة لتقديم الحرب عندما يجب أن يركع للسلام ، |
| İnsanları diz çöktüren şeyleri sevmem. | Open Subtitles | لا أحب شئ يجعل الرجل يركع |
| Ray'i buraya diz çöktürdüm. Onu iki kez boğazından ve göğsünden vurdum. | Open Subtitles | جعلت "راي" يركع للأسفل هناك و أصبته مرّتين , في حلقه و صدره . |
| Herkes artık ektiğini biçecek ve dua dışında kimseye diz çökmeyecek. | Open Subtitles | كل إنسان سوف يحصد ما سيزرعه و لا يركع سوى فى صلاته لله |
| diz çökmeyecek, patron. O çok gururlu. | Open Subtitles | إنه لن يركع إنه مغرور جدا |
| Hatırladığım kadarıyla hemen dizlerinin üzerine çöktü çünkü geleceğini hissetmişti. | Open Subtitles | وقال لي إنه اضطر أن يركع بسرعة، لانه احس ان اللقطة قادمة |
| Ortam loştu ama birini gördüm... ..mihrabın önünde diz çökmüştü. | Open Subtitles | الضوء كان معتم يا سيدى ولكنى كنت قادر على رؤية أحدهم الذى كان يركع فى أتجاه مذبح الكنيسة |
| Şimdi Kağan sensin ve önünde diz çöküyorum. Mutlu musun? | Open Subtitles | انت الخان الآن و انا اسير يركع عند قدميك ، أانت راضٍ الآن؟ |