| "Suçumu ve beni ezen kaderimi bildiğinizde sırf bunun için değil de, daha büyük bir suçlulukla öleceğim". | Open Subtitles | عندما تعرفت بشأن جريمتي . . والمصير الذي يرهقني سأموت محملا بالذنب |
| Şimdi fakir olduğuna göre, sana iyi davranmak zorunda değilim. beni çok yoruyordu. Bak, şu kaplumbağayı tekrar çizer misin? | Open Subtitles | الآن وقد أصبح فقيراً بوسعي الكفّ عن التصرف بلطف تجاهك، فهذا يرهقني |
| Çocuklar, okuldan bahsetmeyi kesin. beni çok strese sokuyor. | Open Subtitles | يارفاق, توقفن عن الحديث عن المدرسة ذلك يرهقني جداً |
| Her şey beni etkilemeye başlıyor boş ev, yalnız uyumak. | Open Subtitles | كل شيء بدأ يرهقني المنزل الفارغ النوم لوحدي |
| İş yerinde beni eleştirdiğini söylemedim. | Open Subtitles | لم أقل بأنه كان يرهقني بشدة في العمل |
| Bay Baktar, sabırsızlığınız beni bitiriyor. | Open Subtitles | سيد بختار عدم صبرك يرهقني |
| Ama onun emrinde çalışmak duygusal olarak beni yıpratıyor. | Open Subtitles | ...و لكن العمل معه يرهقني بشكل عاطفي |
| Stanford işi beni biraz zora soktu. | Open Subtitles | لان موضوع ستانفورد هذا يرهقني |
| beni düşündüren bugünün nasıl geçeceği değil. | Open Subtitles | ليس اليوم الذي يرهقني |
| Jackie, bu "çağırdım mı gel, git dedim mi git" olayı beni yoruyor. | Open Subtitles | يا (جاكي) هذا الشيء بخصوص القدوم والذهاب إلى هنا انه يرهقني. |
| Bu beni strese sokuyor! Cidden? Bu seni strese mi sokuyor? | Open Subtitles | الأمر يرهقني عصبيا |
| Bunun düşüncesi bile başlı başına sıkıyor beni. | Open Subtitles | يرهقني مجرد التفكير فيه |
| beni öldürecekler. | Open Subtitles | أنهن يرهقني جدًا. |
| beni tongaya düşüren bir çocuk var. | Open Subtitles | لدي طفل يرهقني |
| Mahkumiyet beni paslandırmış. | Open Subtitles | السجن يرهقني |
| Bu beni yakıyor. | Open Subtitles | هذا يرهقني! |