| İlerde çamurlu yoldan geçemeyen çekici bir yolcu görüyorlar. | TED | يريان أمامهما مسافرة جذابة غير قادرة على عبور الطريق الوحلة. |
| Sistemlerini tarıyor onun gördüklerini, stad kameralarını görüyorlar. | Open Subtitles | يراقبان أنظمته يريان ما يراه يضيفان إليه كل المعلومات. |
| Birbirlerinin gerçekte kim olduklarını görüyorlar. | Open Subtitles | إنهما يريان بعضهما على ما هما عليه |
| Yani yıllardır birbirlerini görüyorlar. | Open Subtitles | أعني, كانا يريان بعضهما من سنوات |
| Sonunda tanıdık bir şey görüyorlar. | Open Subtitles | أخيراً، يريان شيئاً مألوفاً |
| Ve şimdi, bariz bir şekilde beraber olmayan Stefan ile Elena birbirlerine dair şiddetli rüyalar görüyorlar. | Open Subtitles | الآن (ستيفان) و(إيلينا) الذان لم يعُد بينهما ارتباط... يريان رؤى عاطفيّة تجمع بينهما. |