| Bitişik vadide, gölün kıyısında, halkı rahatsız eden bir hayaletin evi var. | Open Subtitles | في الوادي المقابل، بحيرة يقابلها منزل، يزعجها شبح. |
| Onu daha çok rahatsız eden şey ise evliliğinin bitmesinden ziyade, eski kocasının homoseksüellerin tarafına geçmesi. | Open Subtitles | مالذي يزعجها أكثر ان زواجها قد انتهى او ان زوجها السابق يقوم الآن بتعزيز جدول افعاله الشاذة |
| Belki onu rahatsız eden sorun tükürük değişimi değil onu dinlemiyor olduğun gerçeğidir. | Open Subtitles | ربما مسح البصاق هو ما يزعجها و لكن كونك لا تستمع لها |
| Belki sadece rahatsız eden bir p.çtir... | Open Subtitles | لعلّ ذلك الوغد يزعجها فحسب. |