"يزود" - Translation from Arabic to Turkish

• sağlar
• temin
• bilgi veren
• tedarik
• sağlıyor
• sağlayacak
• sağlamaktadır

Ve alglar mercana şeker verir, ve mercan da alga besin ve korunma sağlar.
والطحلب يزود المرجان بالسكر والمرجان يزود الطحلب بالمادة الغذائية والبروتين

Efsaneye göre kalbin saflığı için büyük güç sağlar.
الأسطور تقول بأنه يزود قوة كبيرة لصافي القلب

Gizli bilgi veren kişi anlamına gelir ki bu da bir cinayeti çözmek için bilgi temin eder manasına gelir.
تعني مصدر بلاغ موثوق مما يعني يزود بمعلومات لحل القضايا

Bize şantiyedeki güvenlik ile ilgili el altından bilgi temin etmesini söyledim.
ما فهمت انه يزود حراس غير رسميين الى موقع البناء

Her şeyi tedarik eden bir adam!
هذا الرجل يستطيع ان يزود.. ويزود.. ويزود

Jack Bauer içeride, CTU'nun kurtarma operasyonu için keşif sağlıyor.
باور بالداخل يزود الوحدة بمعلومات إستطلاعية لــبدء مهمة إنقاذ للرهائن

Büyük AC jeneratörleri tüm fuarın elektriğini sağlayacak ve böylece kurduğu sistemin büyük ölçekte de çalışabildiğini ispatlayacaktı.
مولده للتيار المتردد كان يزود المعرض بالكامل بالكهرباء وبذلك اكد بأن نظاممه يمكنه ان يعمل علي نطاق ضخم

Bay Naylor, Tütün Araştırmaları Akademisi'ne maddi desteğini kim sağlamaktadır?
السيد نايلور، من يزود التأييد المالي لـ أكادمية دراسات التبغ

6 metre genişliğindeki kanadı, diğer küçük balıklar için koruma sağlar.
اللخمة البصرية تأكل العوالق فقط جناح الـ 6 أمتار يزود الأسماك الأخرى بالحماية

El işçiliği oluşumu, el yapımı ürünlerin gerçeklik olgusunu sağlar ve günümüz teknoloji odaklı endüstriyel dünyanın eksikliği bu.
خلق حرفيات , ومنتجات يدوية يزود الحرفيين بالمصادقة على المشاعر التي يفتقدونها اليوم

Fener, eğik ışık sağlar, böylece yansıtıcıdan çıkan ışık belli bir açıyla tekrar kemiğin üzerine düşer bu da kemik üzerindeki mikro çiziklerin harika bir şekilde ortaya çıkmasına neden olur.
الفانوس يزود إضائةً منحرفة تقفز فوق عواكس الزاوية , وتعود للعظام وهذا رائع لتحديد الخدوش

Bu yoğun, siyah duman burada yaşamı mümkün kılan kimyasal enerjiyi sağlar.
ذلك الدخان الكثيف يزود الطاقة الكيميائية التي تجعل الحياة مُمكنةً هنا.

Trigger silahı, ramsey scott ı... ..gerçekten öldürmek isteyen birisi için temin etti.
الزناد.. كان يزود السلاح لشخص ما الذي من الواضح كان يطلب الموت لرامزي سكوت

Bunun için gerekli olan malzemeleri General'e kim temin ediyor?
...ومن يزود اللواء بالوسائل اللازمة لتحقيق النصر؟

En başından beri McLeod'a bilgi veren sendin.
أنت من كان يزود (ماكلود) بالمعلومات طيلة الوقت

Daha da iyi olmak üzeresin çünkü Sutter'a bilgi veren kişiyi bulduk.
أنا على وشك تحسينه لأننا وجدنا الرجل الذي يزود (سوتر) بالمعلومات

Malı kimden tedarik ettiğini söyle.
أخبرنا , من يزود البضاعة ؟

Yedek jeneratör devreye girdi ama yalnızca ana kontrolleri ve süper bilgisayarı çalıştıracak kadar enerji sağlıyor.
. المولد الكهربائى الاحتياطى جاهز . يمكنه أن يزود الكمبيوتر الرئيسى

Beni yörüngeye sokacak yeterli itiş gücünü sağlayacak.
الذي يجب أن يزود بدفعة كافية لإرسالي إلى المدارِ