| Dünyanın dört bir yanındaki bilim adamları ona birçok şey hakkında soru soruyorlar. | Open Subtitles | العلماء يراسلونه من كل أنحاء العالم يسألونه عن كل الأنواع من الأشياء |
| Onlar belirli durumları soruyorlar. | Open Subtitles | كل ما يسألونه هو على ماذا سيحصلون في حالة معينة |
| İnsanlar benim günlerce o kutunun içinde olduğumu duyunca ilk olarak bana bunu soruyorlar. | Open Subtitles | عندما يسمع الناس بالأمر أني كنت في ذلك الصندوق لأيام... هذا أول شئ يسألونه |
| Şu anda ailesi hakkında sorular soruyorlar. | Open Subtitles | في هذه اللحظة ، يسألونه .عن والديه |
| - Rafael'i buldu mu diye soruyorlar. | Open Subtitles | إنهم يسألونه إذا كان قد عثر على (رافاييل). |
| Arabadaki hasari soruyorlar. | Open Subtitles | انهم يسألونه عن السيارة. |