"يستحوذ على" - Translation from Arabic to Turkish

• ele

İşte bu yaşama isteği , hayatta kalma ve kendini ifade etme ihtiyacı, arabayla buluşuyor ve benim gibi insanları ele geçiriyor.
أنه الرغبة في العيش, الرغبة للنجاة, للتعبير عن الذات, و الذي يأتي مع السيارة, و يستحوذ على أشخاص مثلي.

Özel bir sorgulama ekibini, kanıtı ele geçirmesi için yetkilendirdim.
لقد فوّضتُ فريق استجوابٍ خاص كي يستحوذ على الدليل

Sam'i ele geçiren Ezekiel değilse o zaman kim?
اذا كان الملاك الذى يستحوذ على سام ليس ازيكيل , فـمن هــو ؟

Bir bedeni ele geçirmesi gerekiyordu tabii ama dikkatimi çekmeyi başardı.
أو بالأحرى صديقا ميتا. حسنا, كان عليه أن يستحوذ على جسد ما و لكنه حصل على أنتباهي.

Öfkenin seni ele geçirmesine izin veriyorsun hem de insanların liderliğine ihtiyaç duyduğu bir zamanda.
إنك تجعل غضبك يستحوذ على أفضل ما فيك, بالوقت الذي يحتاج الشعب فيه لقيادة,

Ölen kocan vücutları ele geçirmiyordu sinirlenip ölü olmasından sızlanıyordu sadece.
زوجكِ الراحل لم يكن يستحوذ على الأجساد، كان فقط يئن على وفاته

Eliot Harcourt'u ele geçirip ailesini kandırabildi.
أستطاع أن يستحوذ على إليوت هاركورت ويخدع الأباء

- Birilerinin şirketini ele geçirmeye çalıştığını düşünüyor.
وهو يظن أن شخصاُ ما يحاول أن يستحوذ على شركته

Tahtı tamamen ele geçirmek için yetersiz olsa da, yeniden Koruyucu olarak görev almayı ve kendisini ve hanedanını Henry'nin yerine geçmiş olarak göstermeyi başardı
و مع أنه لم يستطع أن يستحوذ على العرش إلا أنه استطاع أن يعود حاميًا مرة أخرى و أن يجعل من نفسه و ورثته ندًا يمكن أن يهزم هنري.

Bedenini ele geçirip seni bambaşka bir şeye dönüştürüyor.
إنه يستحوذ على الجسد ويحوله إلى شيء آخر

Tüm hayatımı ele mi geçirsin?
وأجعل الأمر يستحوذ على حياتي كلها؟

- Annem ele geçirilmiş - Evet.
هناك من يستحوذ على أمي - اجل -

"Keane, resim dünyasını ele geçirdi."
كين يستحوذ على عالم الفن

BATISTA KÜBA'YI ele GEÇİRDİ
(باتيستا) يستحوذ على السلطة في كوبا