| Bu basınçlı hava akışına dayanmak ağır sedasyon gerektirir ve tekrarlanan ventilasyon uzun süreli akciğer hasarına neden olabilir. | TED | إن التّدفق المستمر لهذا الهواء المضغوط يستلزم تخديرًا قويًا ويمكن للتهوية الميكانيكية المستمرة، أن تتسبب بأضرار على المدى البعيد. |
| Ve neden bir çift olmak durulmayı gerektirir? | Open Subtitles | لدرجة أن الاستقرار يعيد الحنين لتلك الحياة ثانيةً؟ لماذا البقاء مع أحد معين يستلزم الاستقرار؟ |
| Yapabilirim ve şartlı tahliyeni ihlal edip etmediğini saptamak için ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | سأعمل كلّ ما يستلزم لأحدّد أنك لا تنتهك إفراجك المشروط |
| Onu konuştur. Ne gerekiyorsa yap. | Open Subtitles | اجعلوه يتكلم افعله ما يستلزم الأمر |
| Diane, herhangi bir birleşme Chumhum'da üç yıllık bir pencere gerektiriyor. | Open Subtitles | دايان أي اندماج يستلزم احتكار أرباح تشام هام لنا لـ3 سنوات |
| Çünkü fonksiyonel demokrasi, halkın iyi eğitimli ve bilgili olmasını gerektiriyor. | TED | لأن ممارسة الديمقراطية يستلزم شعبًا متعلمًا مستنيرًا. |
| Böyle bir numara yapmak için her şeyi çok iyi ayarlamak gerekir. | Open Subtitles | يستلزم الأمر تنفيذاً متقناً لتطبيق مثل تلك الحيلة، وأنا لست بذلك الدهاء |
| Bu tarz yaraları yapmak büyük bir güç gerektirir. | Open Subtitles | يستلزم الكثير من القوة للتسبب بهكذا طعنات |
| Sayın Yargıç, haksız müdahale ya maksatlı ya da müdahalenin bilinçli olduğunun kanıtlanmasını gerektirir. | Open Subtitles | سيدي , التداخل الخاطئ يستلزم دليل على انها تهدف لذلك أو معرفه بوجود للتداخل. |
| - Bir erkek ve bir kadın arasındaki tartışma çözümlenemezse teminat gerektirir. | Open Subtitles | - في تشولاك , عندا الخلاف بين الرجل والمرأة - التي لا يمكن حلها يستلزم كسر المواثيق بينهما |
| İkimizin de bildiği gibi günah işlemek bir güce inanmayı gerektirir. | Open Subtitles | بحسب ما نعرفه الإثنان... إقتراف الخطيئة يستلزم إيماناً بقدرة خارقة |
| Bu işi yapmak aşağı yukarı 6 kişi gerektirir. | Open Subtitles | يحتمل أنه يستلزم ست أشخاص لفعل هذا |
| Kaç kere daha olması gerekiyorsa. | Open Subtitles | طالما الأمر يستلزم ذلك |
| Morgana'yı yok etmek için ne gerekiyorsa yapacaksın. | Open Subtitles | ستفعل مهما يستلزم الأمر لتقضي على (مرجانه). |
| Morgana'yı yok etmek için ne gerekiyorsa yapacaksın. | Open Subtitles | ستفعل مهما يستلزم الأمر لتقضي على (مرجانه). |
| Kalori başına on katı daha fazla arazi, su ve enerji gerektiriyor. | Open Subtitles | يستلزم للسعرة الحرارية الواحدة، أكثر بـ 10 مرّات مساحة أرض، وأكثر بـ 10 مرات من الماء وأكثر بـ 10 مرات من الطاقة. |
| Bu bir sarma gerektiriyor. Bu şerefe ne dersin? | Open Subtitles | هذا يستلزم حفلة.هل تشاركنا؟ |
| Bin tane sorumluluk gerektiriyor bir kızın dügünü. | Open Subtitles | "زفاف البنت يستلزم مسؤولية كبيرة" |
| Pekala,tamam.Bir lambayı döndürmek için kaç tane pis, kokuşmuş maymun gerekir 3 tane,birinci pis,kokuşmuş maymun lambayı çevirir | Open Subtitles | كم من القردة القذرة يستلزم فك لمبه؟ ثلاثة, قرد قذر واحد لفك اللمبة |
| Adami o hale getirip oraya asmak icin oldukca iri bir pic kurusu gerekir. Ayrica güçlü de olmasi gerekir. | Open Subtitles | يستلزم هذا الأمر شخص ضخم جداً ليسبب ذلك النوع من الأضرار وحتى يعلقه بهذا الشكل. |
| Eğer bir testis ciddi bir şekilde kıvrılırsa neredeyse her zaman alınması gerekir. | Open Subtitles | لو أنّ خصية أصيبت بشدة أو إلتوت فغالباً هذا يستلزم إزالتها |