| Görmüşüm gibi hissetmeme rağmen, yine de çok sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار أكثر لرؤيته، بالرغم إنني أشعر تقريباً إنه ملكِ. |
| Bu kahrolası yerden gitmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار لأرحل من هذا المكان اللعين. |
| Hakkında birşey bilmiyorum, ama başlamak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف عنك، لكني لا يسعني الإنتظار حتى أبدأ |
| Neler bulacağını görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | . لا يسعني الإنتظار لأرى ما الذي إخترعته |
| O düzenbazı yakalamak ve yalanını ortaya çıkarmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار لأكشف خداعها وأفضح كذبتها |
| Seninle evlenmek ve birlikte bir hayata başlamak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنه لا يسعني الإنتظار لأتزوجك ولنبدأ حياتنا معاً |
| Tanrım, eve dönmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | يا إلهي، لا يسعني الإنتظار للعودة إلى الوطن. |
| Biraz daha kahve alacağım. Fotoğrafları görmek için sabırsızlanıyorum! | Open Subtitles | سأحضر المزيد من القهوى لا يسعني الإنتظار لرؤية الصور |
| Bunun bütün dişleri yerinde. Görmeleri için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | هذه لديها جميع اسنانها. لا يسعني الإنتظار لكي يرونه. |
| Seninle halka söylemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار حتي أغنيها معكِ أمام الجمهور |
| - Sağ olun. Filmini görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار حتى أرى فيلمكِ |
| - Tadına bakmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | ـ لا يسعني الإنتظار لتذوق حساءكِ |
| İlaç bağımlısı ve akıl hastalığı geçmişi olan bir yazarın onlara eski karımın hayaletinin bir çeşit intikam görevinde olduğunu söylediğinde yüzlerindeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار لرؤية تلك النظرة على وجوههم عندما تخبرهم مدمنة أدوية و كاتبة لها تاريخ حافل من الأمراض العقلية بأن شبح زوجتي السابقة قرر تنفيذ مهمة إنتقام ما |
| Göstermek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار لأريهن إيّاه. |
| Asılınca yüzünüz ne hal alacak görmek için sabırsızlanıyorum! | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار لأرى هؤلاء الناس الرائعين ! عندما أتدلى بحبل المشنقة |
| I Bu evi terk etmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار للرحيل من هذا البيت |
| Arkadaşlarının hepsini görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار لرؤية أصدقائه الجدد. |
| Pussycat olarak ilk kez sahneye çıkışını görmek için sabırsızlanıyorum, Ronnie. | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار لمشاهدة أدائكِ في فريق (بوسي كات)، يا (روني) |
| sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | . لا يسعني الإنتظار |
| Peder Justin'e anlatmak için sabırsızlanıyorum! | Open Subtitles | لا يسعني الإنتظار أكثر لأخبر الأخ (جستن)! |