| Ona 'ağaç kadın' diyorlar. ama O, aslında bundan da fazlası. | TED | يسمونها سيدة الشجرة ، لكنها أكثر من مُسمى سيدة الشجرة . |
| buna " Hızlı hat " veya " VIP bilet " diyorlar. | TED | يسمونها الطريق السريع أو تذاكر الشخصيات المهمة. |
| Çin'den getiriliyor ve orada buna Altın Yağmur Ağacı deniyor. | Open Subtitles | فى الصين ، حيث موطنها ، إنهم يسمونها شجرة المطر الذهبى |
| İnsanların Dr. Şeytan dedikleri yerel bir efsane ile Nancy Drew'cilik oynamaya kalkışmışlar. | Open Subtitles | لقد أرادوا أكتشاف سر هذه الأسطورة المحلية الناس يسمونها أسطورة دكتور ساتان |
| Gri madde derler, çünkü orada gerçekte ne olduğunu asla bilemezsin. | Open Subtitles | يسمونها منطقة رمادية لأنك لا تعرف ما بها |
| Hatta Lonely Planet oraya " Raul Julia'nın inşa ettiği ev " diyor ve yakalandım. | Open Subtitles | في الواقع, يسمونها الكوكب الوحيد المنزل الذي قام ببنائه راؤول جوليا لقد كشفتيني |
| Çoğu bilim insanı, ivmeyi harekete geçiren bir çeşit enerji olduğunu yani birincisi olduğunu düşünüyor. buna " karanlık enerji " diyorlar. | TED | معظم العلماء يعتقدون أنه يوجد نوع من الطاقة تسرّع هذا التسارع، يسمونها الطاقة المظلمة. |
| Onlara peri çemberleri diyorlar ve bilim adamları hâlâ nasıl oluştuklarını anlamaya çalışıyor. | TED | يسمونها دوائر خرافية، والعلماء لا يزالون يكافحون لفهم سببها. |
| Ben, Pers'te doğdum. Artık oraya İran diyorlar. | Open Subtitles | كما تعلمين , لقد ولدت في بلاد فارس يسمونها إيران الآن |
| buna şirket yenilenmesi diyorlar, değil mi? | Open Subtitles | أنا متأكد أنهم يسمونها أعادت هيكلة المؤسسة. أليس كذلك؟ |
| Onlar pantolonla oynuyor ve " kirkut " diyorlar. | Open Subtitles | انهم يلعبونها مرتدين السراويل و يسمونها كريكت |
| Sakinleşebilseydim, panik atak geçirmezdim zaten. O yüzden buna panik atak diyorlar. | Open Subtitles | لو كنت أستطيع أن أهدأ لتمنيت أن أتعرض لنوبة جامحة، لهذا يسمونها نوبة جامحة |
| Uykusu sırasında ölene ne deniyor biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرف ماذا يسمونها عندما تموت اثناء نومك؟ |
| Burada onlara İngiliz çöreği deniyor. Hadi. Seni başka bir yere götüreceğim. | Open Subtitles | اوه ها هي انه يسمونها الكعك الانجليزي هنا |
| Çocuklar şişko suratlarını şekerle doldurup cadı dedikleri, yeşil suratlı yaşlı kadınlardan kaçıyorlar. | Open Subtitles | الأطفال يغذون وجوههم السمينة بالحلوى ويهربون خائفين من العجوز الخضراء الشريرة التي يسمونها بالساحرة |
| Pek görünmez değil ama " radar izi " dedikleri şey bir hayli düşük. | Open Subtitles | ليس بالشئ الخفي ولكن اشارة الترصّد للرادر كما يسمونها منخفضة جدا |
| Bilgine, tatlım, Kıraliyet Donanmasında, ona gemi derler. | Open Subtitles | لعلمكِ ، يا عزيزتي "في البحرية الملكية يسمونها "سفينة |
| İnsanlar buna bir yetenek diyor ama aslında bir yük. | Open Subtitles | الناس يسمونها موهبة, ولكنها في الحقيقة هي أقرب مايكون للعبء. |
| Bazı insanlar doğrudan meydan okuyup kişiselliğe dikkat etmeye 'köklü dürüstlük' der. | TED | بعض الناس يسمونها "صراحة راديكالية"، حيث تهتم بشكل شخصي، وتتحدى بشكل مباشر. |
| Oraya " Dumanlı Dağ " diyorlardı. | TED | "سموكي ماونتن" كان الاسم الذي يسمونها به. |
| Dürüst olmak gerekirse, içeriğinde sivil hiçbir şey yokken ona neden iç savaş dediklerini bilmiyorum. | TED | بصراحة، لا أعلم لماذا يسمونها حرباً مدنية حيث أنه لا يوجد أي شيء مدني فيها. |
| buna nakavt mekanizması denir. | Open Subtitles | يسمونها الضربة القاضية |
| Evet, ona " Ağır Vasıta " derlerdi. | Open Subtitles | نعم ؟ كانوا يسمونها الحمل الثقيل |
| boşuna ateş demiyorlar buna. | Open Subtitles | حسنا، انهم لا يسمونها حمى من أجل لا شيء. |
| Ayrıca artık Alan diye çağrılmak istiyor. Unuttunuz mu? | Open Subtitles | و هي الآن تفضل أن يسمونها ألن تذكر |