| Bunun ağzı sulanıyor. | Open Subtitles | هذا الحيوان يسيل لعابه أمامي |
| Kalanım için ağzı sulanıyor. | Open Subtitles | يسيل لعابه لالتهام بقيتي |
| Mike Milligan'ın ağzının sulandığını neredeyse telefondan duyabiliyordum. | Open Subtitles | كدت أسمع (مايك ميليغان) يسيل لعابه عبر الهاتف |
| Mike Milligan'ın ağzının sulandığını neredeyse telefondan duyabiliyordum. | Open Subtitles | كدت أسمع (مايك ميليغان) يسيل لعابه عبر الهاتف |
| Tüylü, her yere salya saçıyor ve onu son gördüğümde | Open Subtitles | مشعر و يسيل لعابه في كل مكان وآخر مرة رأيته، |
| İşte bu yüzden Pavlov'un köpeğinin zil sesini duyduğunda Salyası akıyordu. | TED | أعني، أن هذا هو السبب في أن كلب بافلوف بدأ يسيل لعابه بصوت الجرس. |
| Evet. Adamın nefes verirken her tarafa tükürük saçtığını söyledi. | Open Subtitles | أجل تقول بأن الرجل كان يسيل لعابه عليه بالكامل , لقد كان يتنفس |
| Ben direksiyondayken bu benim arabam ve köpeğinin koltuklarıma salya akıtmasını durdur. | Open Subtitles | ...طالما أني ممسك بعجلة القيادة فهي سيارتي لذا إمنع ذلك الكلبِ أن يسيل لعابه على مقاعدِي ، حَسَنا ً ؟ |
| Peter amca salya akıtıyor. | Open Subtitles | الخال بيت يسيل لعابه |
| Baksana, bayıldı. Salyası çocukların üzerine aksın istemiyorum. | Open Subtitles | إنّه فاقد للوعي، ولا أريد أن يسيل لعابه على الأطفال. |
| Salyası akıyor. | Open Subtitles | انه يسيل لعابه |
| Ağzım böyle şeyler için tükürük bile salgılamıyor. | Open Subtitles | إن لفمي لايستطيع حتى يسيل لعابه لهذه الأشياء |
| - Her tarafı tükürük içinde. | Open Subtitles | -انظر كيف يسيل لعابه |