| Burada seninle çürüdüğümü düşündükleri müddetçe bilgi almak için dışarı çıktığımdan şüphelenmeyecekler. | Open Subtitles | طالما هم يظنون بأنني أتعفن هنا معكَ فلن يشكوا بأنني في الخارج أجمع المعلومات |
| Gerçekte benden şüphelenmeyecekler bile. | Open Subtitles | في الواقع، فهم لن يشكوا في تماما. |
| Adam hayatını kurtarmak için kaçıyor, kanı her yere saçılıyor ama Delgado fazladan iş çıktı diye yakınıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يهرب بحياته يهرب لاي مكان و " ديلغادو " يشكوا بشأن عمله الإضافي |
| Şimdi de Leifur ıstakoz konusunda yakınıyor. | Open Subtitles | والآن (ليفور) يشكوا بشأن جراد البحر |
| Bir şeyden şüphelenmesinler diye şarkı söyleyerek konuş benimle. | Open Subtitles | حتى لا يشكوا في أي شيء تحدث معي من خلال الأغاني |
| Burada oturup saklayacak bir şeyimiz yok gibi yapıyoruz ki bir şeyden şüphelenmesinler. | Open Subtitles | نحن فقط نجلس هنا ونتصرف كما لو انه ليس لدينا شيئ نخفيه وهم لن يشكوا اطلاقا |
| Fakat gerçek sebep ise şu: Sanığın, masum olabileceğinden şüpheleniyorlar. | Open Subtitles | لكن السبب لفعل ذلك يبدو أنهم يشكوا بالمتهم المُدان قد يكون برئياً |
| Yalnızca bir saldırıyı engelledik diye Almanlar şüphelenmeyecektir. | Open Subtitles | الألمان لن يشكوا أننا أوقفنا هجوما واحداً |
| Onlara ihanet ettiğinden şüphelenmeyecekler. | Open Subtitles | لن يشكوا أنك قد خنتهم |
| şüphelenmeyecekler. | Open Subtitles | لأفعله بهذا - لن يشكوا - |
| Nasıl? Paul hakkında soruşturma yaptıklarında yalan söylediğimden şüpheleniyorlar. | Open Subtitles | إنهم يشكوا أنني كذبت عليّهم عندما (سألوني عن (بول |
| Kimse senden şüphelenmeyecektir. | Open Subtitles | لن يشكوا بكِ مطلقاً |