| Cam kırıklarında renk değişimi görülmemesi, patlama öncesi yavaş yanmaya işaret ediyor. | Open Subtitles | ولم يتغير لون الزجاج المتكسر مما يشير إلى إحتراق بطئ قبل الإنفجار |
| Bu da bir tür tıbbı test olduğuna işaret ediyor, kolonoskopi gibi. | Open Subtitles | وهذا يشير إلى نوع من اختبار طبي منتشر, مثل ربما نظرية القولون |
| Evet, araştırmanıza göre üreme dürtüsünün geç yaşlarda tekrar ortaya çıkması, erkeklerin... | Open Subtitles | بحثك يشير إلى أن التوالد الحتمي يجدد الشباب عندما يكون الإنسان في آخر حياته |
| Parçalanmış dişler, kurbanın kimliğinin katil tarafından saptanmasını zorlaştırmayı denemiş olduğunu gösterir. | Open Subtitles | تحطيم الأسنان يشير إلى أن القاتل كان يحاول تصعيب محاولة تمييز الضحية |
| Kemikte bulunan çizgiler, keskin kenarı olmayan, keskin uçlu bir silahı gösteriyor. | Open Subtitles | نعم. شقّ وُجد على العظم يشير إلى سلاح حاد بدون حافة للقطع |
| Şiddet uygulamak için evine geldiğini gösteren bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيئاً يشير إلى أنه كان هناك لأرتكاب العنف. |
| Klüpteki termometre 32 dereceyi gösteriyordu bugün. | Open Subtitles | ميزان الحرارة اليوم في النادي كان يشير إلى 90 درجة |
| An itibarıyla her şey o 41'i koruyacağınıza işaret ediyor. | Open Subtitles | والآن كل شيء حقا يشير إلى قدرتك على الحفاظ عليها |
| Sırada yanımdaki kişi parmağıyla beni işaret ediyor ve herkes mahçup oluyor. | TED | الشخص التالي في الطابور يشير إلى وجودي والكل محرج. |
| Bütün bunlar, biyoloji'nin temelinde yatan moleküler programlar olduğunu, biyolojinin bu moleküler programların gücünü gösteriğini işaret ediyor. | TED | لذلك, كل هذا يشير إلى وجود برامج جزيئية لتأسيس علم الأحياء, وعلم الأحياء يدل على قوة هذه البرامج الجزيئية. |
| Dediğine göre biz şu an buradayız ve yeni firavunumuz da şurada, şu çadırların yanında. | Open Subtitles | إنه يشير إلى أننا هنا والفرعون القادم سيكون هناك بالقرب من بعض الخيام |
| Görsel uyarılmış potansiyele göre beyni yavaşlıyor. | Open Subtitles | قياس نتائج كهربائية المخ يشير إلى بطء المخ |
| Kurbanın kıyafetlerini çıkarmak genellikle ortak bir cinsel ilişkiyi gösterir. | Open Subtitles | تجريد الضحية من ملابسه عادة يشير إلى وجود العنصر الجنسي |
| Bu aynı yazının, İndus yazısının başka dilleri yazmada da kullanılabildiğini gösterir. | TED | هذا يشير إلى أن السيناريو نفسه، والنص الاندوسي، يمكن استخدامها لكتابة لغات مختلفة. |
| Emin olamayız ama şimdiye kadarki her şey tamamen iyileşeceğini gösteriyor. | Open Subtitles | لسنا متأكدين لكن كل شيء حتى الآن يشير إلى تعافيه بالكامل |
| Bunun mekanizması, daha önce de söylediğim gibi, bahsi geçen IP adresini gösteren kişiyi ortadan kaldırmak. | TED | والآلية للقيام بذلك كما قلت، هو أنه يجب أن تأخذ أي شيء يشير إلى عناوين بروتوكول الإنترنت تلك. |
| Vadinin girişinde, tapınağın kapısını gösteriyordu. | Open Subtitles | الوجه الذي يشير إلى المدخل إلى الوادي ، البوابة إلى الضريح |
| April'in cesedinin bulunduğu yerde öldürülmemiş olabileceğine dair kanıtlar bulduk. | Open Subtitles | لقد عثرنا على دليل يشير إلى أن أبريل قد لا تكون قتلت في نفس المكان الذي وجودا فيه الجثة |
| Hastanın hikâyesinde 1996 yılında başına bijon anahtarıyla vurulduğu yazıyor. | Open Subtitles | تاريخ المريض يشير إلى أنه صُدِم بإطار حديدي عام 1996 |
| Fenolftalein şaside ve jantlarda kan olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | الفينول يشير إلى وجود دم على الإطارات والحواف |
| - Kundaklama ya da heklemeden bahseden var mı? | Open Subtitles | -هل من شيء يشير إلى حريق متعمد أو اختراق؟ |
| Bozuşmaya bakılırsa ceset 1 hatfa ila 10 gün kadar önce açık havaya bırakılmış. | Open Subtitles | إن انحلال البقايا يشير إلى أن الجثة تُركت في العراء لمدة تتراوح بين الإسبوع و العشرة أيام |
| Mumyanın bir insanın yaşam gücünden beslenebileceğini ima ediyor. | Open Subtitles | هذا يشير إلى أن المومياء قادرة على الإطعام من حياة شخص |
| Stet Düzelti yapılmayacağını belirten terim Neden tükenmez kalem kullanmıyorsun? | Open Subtitles | مصطلح للمصحح يشير إلى أن المقطع المشار حذفه يجب بقاءه لماذا لا تستخدمين قلم حبر؟ |
| Sizin yaşınızda ani bayılma kalp kasında hasarı gösterebilir. | Open Subtitles | انهيار مفاجئ في عمرك قد يشير إلى تدهور في عضلة القلب |