| Bir motorcuya çarptın, dostun yaralandı. | Open Subtitles | هل ضرب سائق دراجة نارية، و حصلت على صاحبك يصب بأذى. |
| Kötü yaralandı. | Open Subtitles | كان سيئا للغاية يصب بأذى. |
| Meclis üyesinin yaralanmamış olmasından ve daha ciddi bir durumla karşılaşmamış olmaktan çok memnun olduğumuzu söylemek isterim. | Open Subtitles | أريد فقط أن أقول أننا ممتنون جداً أن حضرة عضو البلدية لم يصب بأذى ولم يحدث شيء أكثر خطورة هنا اليوم. |
| Evet, son aldığımız habere göre Başkan Grant yaralanmamış. | Open Subtitles | حسناً. وردتني الآن معلومات تؤكد أن الرئيس غرانت لم يصب بأذى. |
| en iyisi ise, insanların temelde güvenilir olduğuna dair inancım zarar görmedi. | Open Subtitles | والأفضل من هذا كله، مالم يصب بأذى هو شعوري بأن الناس أهل للثقة |
| Kötü yaralanmadı ama hala hastanede. | Open Subtitles | ولم يصب بأذى شديد، ولكنه لا يزال في المستشفى |
| - yaralandı mı? | Open Subtitles | -الم يصب بأذى |
| Oh, çok şükür yüzü yaralanmamış. | Open Subtitles | حمداً لله أنه وجهه لم يصب بأذى |
| Pilot öldü; fakat trenden kimse hasar görmedi. | Open Subtitles | وقد قتل الطيار ولكن أحدا على متن القطار لم يصب بأذى |
| - O zarar görmedi. | Open Subtitles | لم يصب بأذى |
| Adam kazada yaralanmadı. Ama o günden beri arabaya da binmedi. | Open Subtitles | لقد خرج و لم يصب بأذى, لكنه لم يعد للقيادة منذ ذلك الحين |
| - Gemma yaralanmadı. | Open Subtitles | - جيما الذي لم يصب بأذى. |