"يصدّق" - Translation from Arabic to Turkish

    • inanılmaz
        
    • inanmıyor
        
    • inanmadı
        
    • inanmaz
        
    • İnanılır gibi
        
    • inanır
        
    • inanıyor
        
    • inanmayacak
        
    • inanamıyorum
        
    • Akıl
        
    • inanmazdı
        
    • inanılır
        
    • İnanmıyorum
        
    • inanamadığını
        
    İnanılmaz. lt l gibi zaten onunla bir aşağılık kompleksi yok değil. Open Subtitles هذا لا يصدّق . ليس كأنني لا أملك عقدة نقص منه بالفعل
    Çok güzel değil mi? Ama oldukça da inanılmaz. TED إنّها جميلة، أليس كذلك؟ الأمر لا يصدّق.
    Ona bakamıyor bile, bu demektir ki onun söylediklerinin bir kelimesine inanmıyor. Open Subtitles إنّه حتّى لا ينظر إليها، ممّا يعني أنّه لا يصدّق كلمة تقولها.
    Önceki hayatımdan ilk ke vazgeçtiğimde... Kimseler temiz olduğuma inanmadı. Open Subtitles في بادئ الأمر عندما تخلّيت عن حياتي السابقة لم يصدّق أحداً أنّي نظيفة
    Tabii ki o DNA zırvalığına inanmaz. Ben programda bunu detaylıca anlattım. Open Subtitles بالطبع إنّه لا يصدّق الحمض النووي الذي قدّمته بمناعة في القضيّة
    İnanılır gibi değil! Çok uygun görünüyor. Open Subtitles هذا لا يصدّق أظن بأنّ هذا يبدو أمراً طبيعياً جداً
    Vay canına! Tıpkı canlı insan gibi. İnanılmaz. Open Subtitles يا للروعة، يبدو حقيقياً جداً هذا لا يصدّق
    Bazı şeyler hayal edemeyeceğin kadar inanılmaz olabilir. Open Subtitles شئ لا يصدّق أكثر من أي شئ مما يمكنك تخيّله
    Ve inanılmaz bir şekilde, bu bağışlar bu yönetim tarafından talep edilmedi. Open Subtitles وبشكل لا يصدّق تلك الأموال لم تقم هذه الإدارة بجمعها
    Ve de inanılmaz şekilde güçlü. İki metre ve 135 kilo. Open Subtitles وقويّة بشكل لا يصدّق حوالي 6.8 متر و 300 باوند
    İçki yasağı zamanında burasını kesin geçit... olarak kullanmışlardır. Bu inanılmaz, değil mi ? Open Subtitles ربّما تستخدم هذه الأنفاق للتحرّك خلال الحظر إنه أمر لا يصدّق ، أليس كذلك؟
    İnanılmaz bir matematik dahisi idi. Open Subtitles كان عبقريٌّ بالعمليّات الرياضيّة بشكل لا يصدّق
    İnanmak zorunda değilsin. Zaten kimse inanmıyor. Open Subtitles لكن ليس عليك أن تصدّق ذلك لم يصدّق ذلك أحد على أيّة حال
    Neden kimse seks yaptığıma inanmıyor? Open Subtitles لمَ لا يصدّق أيّ شخص أنني لم أقم بأيّ علاقة حميميّة أبداً؟
    Ama kimse sana inanmadı Open Subtitles تلك التي لا يصدّق روايتها أحد.
    Bu çok saçma, yani o kitabı okuyan hiç kimse oradakinin biz olduğumuza inanmaz bile. Hadi ama. Open Subtitles يبدو الأمر ميئوساً منه، فأي من قرّاء الكتاب السخيف لن يصدّق أننا هكذا
    - Evet, inanılır gibi değil. Open Subtitles -‬ ذلك لا يصدّق
    Ama bu saçmalığa artık kim inanır ki? Open Subtitles لكن مَن يصدّق هذا الهراء الآن؟
    Burada bulunan herhangi birisi, gerçekten Baltimore'da suç oranının düştüğüne inanıyor mu? Open Subtitles هل هناك شخص في هذه الغرفة يصدّق أن الجريمة اِنخفضت في بالتيمور ؟
    Muhtemelen söylediklerime hiç kimse inanmayacak. Open Subtitles ربما لن يصدّق كلامي أحد
    Tanrı aşkına, bu pire torbalarının fiyatına inanamıyorum. Open Subtitles لخواطر السماء، لا يصدّق السعر هذه fleabags.
    Akıl almak derecede göz korkutucuydun, Bunun yanında muhteşem, güzel değişmeyen bazı diğer şeyler. Open Subtitles لقد كنتِ مُخيفة بشكل لا يصدّق ناهيكِ عن كونك متألّقة , جميلة بعض الأشياء الأخرى التي لم تتغيّر
    Üç saat önce buranın baş belası bir halde olduğuna kimse inanmazdı. Open Subtitles لا أحد يصدّق الفوضى التي كانت هنا قبل ثلاث ساعات.
    Yapacak hiçbir şey yok. İnanmıyorum. Neden görmüyoruz. Open Subtitles ليس بيدي شيء فهو لا يصدّق الأمر لذا لا يستطيع رؤيته.
    Hastalarım, doktorlarının kadınların hamile kalabildiğine hâlâ inanamadığını duysa çok sevinirdi. Open Subtitles مرضاي يحبّون ذلك. يعتقدون بأن طبيبهم مازال لا يستطيع أن يصدّق بأنّ النساء يحملون.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more