| Komplocularımızın biri, ona bir zencinin gardiyanlık yapmasını reddediyor bir diğeri ise sadece annesinin yemeklerini yemekte ısrar ediyor. | Open Subtitles | أحد المتآمرين يرفض أن تتم حراسته عن طريق زنجي، والآخر يصر أن يأكل فقط طبخ أمه. |
| MJ: "Bu ülkedeki egemen ırk siyahileri en düşük ve en korkunç temsilcileri üzerinden yargılamakta ısrar ediyor." | TED | م ج: "العرق المسيطر في هذا البلد يصر أن يحاكم الزنجي بأحط وأخبث الممثلين". |
| Her sabah ayakkabılarımı giydirmekte ısrar ediyor. | Open Subtitles | إنهُ يصر أن أرتدي حذائي في كل صباح |
| Noelle'in masum olduğu konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | هو يصر أن نويل بريئة |
| Ama Benny Charles, Tanya Barrett tarafından vurulduğuna ısrar ediyor. | Open Subtitles | ولكن (بيني تشارليز) يصر أن (تانيا) من هاجمته. |