| Hareketlerinin zor olduğu kayalık bir bölgeye. | Open Subtitles | يلزمنا أرض صخريّة يصعب عليها التحرّك فيها |
| Her akşam başka bir kadını yatağa attığını görmek onun için zor olmalı. | Open Subtitles | كان يصعب عليها رؤيتك ترافق امرأة جميلة مختلفة كلّ ليلة |
| O zamanlar onun gibi yetenekli bir kadın için zor olmalı. | Open Subtitles | حسنًا، حينها إذن، لابد من أن الأمر كان يصعب عليها كامرأة بموهبتها الواضحة تلك |
| - Karşı koyması çok zor biri. - 3-0 naylon ve dikiş şeritleri verin. | Open Subtitles | "عظيم دكتور (وارين) إستمر" - ..لكن يصعب عليها مواجهة - |
| - Diamond zor tekerlemeleri bile iyi söyler. | Open Subtitles | -دايمون يصعب عليها النطق |