| Ölü atlarının üzerinde av köpeği boylarındaki solgun örümcekleriyle avlandılar. | Open Subtitles | يقودون أحنتهم الميتة يصيدون عن طريق حزمهم من العناكب الشاحبة الكبيرة بحجم الكلاب |
| Demek istediğim, yani... şu anda bir insan avlıyorsun en tehlikeli av. | Open Subtitles | إنهم يصيدون البشر الآن إنها أخطر لعبة |
| İki ayaklı, minik, kıllı insanımsı canlılar... ellerinde bir parça volkanik taş var... bir şeyi takip ediyorlar ya da avlanıyorlar. | Open Subtitles | ذو قدمين صغيرة، أقل غضبا هذه المخلوقات البشرية . قطع من الحمم البركانية في أيديهم. يطاردون أو يصيدون شيء ما. |
| Sık bir ağaçlıkta avlanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصيدون في منطقة نباتات كثيفة |
| Güneydoğu Asya'da maymunları nasıl yakaladıklarını bilir misin? | Open Subtitles | هل تعرف كيف يصيدون القردة في جنوب شرق اسيا ؟ |
| Hayır, Güneydoğu Asya'da maymunları nasıl yakaladıklarını bilmem. | Open Subtitles | لا , لااعرف كيف يصيدون القردة في جنوب شرق اسيا |
| Yaklaşık 5 yaşındaki Piaroa çocuğu örümcekleri tam olarak nerede avlayacağını biliyor ve birkaç saat içinde öğünlerine yetecek kadar örümcek yakalıyorlar. | Open Subtitles | منعمر5سنوات، أطفال بياروا يعلمون بالضبط أين يصيدون العناكب... وفي خِلال ساعتين يستطيعون الامساكبكميِّةكافةلوجبةلائقة. |
| Görünen o ki kurtlar son zamanlarda koyunlara saldırıyor. Bir av tertipliyorlar. | Open Subtitles | اجل من الواضحان بعضهم يصيدون الخراف مؤخرا وينظمون لهجوم . |
| - Birlikte avlanıyorlar. | Open Subtitles | -إنهم يصيدون سوياً. |
| Kedileri yakalıyorlar ve derilerini satıyorlar. | Open Subtitles | يصيدون القطط ويبيعون جلودهم |