| Kadınlar hakkında sorular soran insanları susturmayacağım. Bunu sormak meşru bir şeydir. | TED | ولن اُسكت الناس الذين يطرحون الأسئلة حول النساء، حسناً؟ أنها أسئلة مشروعة |
| Benim gibi çok Soru soran insanlar her zaman varlar. | Open Subtitles | الناس دائمًا ما يطرحون علي الكثير من الأسئلة طوال الوقت |
| Korkmuş insanlar sorular soruyorlar. Cevap veremiyorum. | Open Subtitles | أناس مذعورين يطرحون أسئلة لا أستطيع الرد عليها |
| Ancak şimdi şunu soruyorlar hepimiz aynı yanıtı arıyoruz. | Open Subtitles | لكنهم الآن يطرحون السؤال الذي يبحثُ جميعنا عن إجابته |
| Ne bildiklerini öğrenmek için sorular sordular. | Open Subtitles | كانوا يطرحون عليهم الأسئلة لمعرفة ماذا يعرفون. |
| Sorun şu ki, buradaki insanlar Soru sorup duran yabancılara pek nazik davranmazlar. | Open Subtitles | المشكلة أن الناس هنا لا يتقبلون الغرباء الذين يطرحون الأسئلة |
| Herkes çok abuk sabuk şeyler soruyor da ondan. | Open Subtitles | لا أقصد هذا يا أمي . ولكن الناس يطرحون أسئلة جنونية |
| Soru sorarlar ama ağzınızda o şeylerden olur.. | Open Subtitles | أكره عندما يطرحون علينا الأسئلة وتكون تلك الأشياء بالفم |
| Sürekli Soru soran meraklı çocuklara ne olur biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعرفون ماذا يحدث للأطفال الفضوليين الذين يطرحون أسئلة كثيرة؟ |
| Tek fark ölmüş olan ben olacaktım o da burada aptal sorular soran aptal polislerle oturacaktı. | Open Subtitles | و لكنني من سينتهي به الأمر ميتاً و ستجلس هنا مع الشرطة الأغبياء يطرحون أسئلة غبيّة |
| - Yoksa Soru soran çok kişi olacak. | Open Subtitles | وإلا سنجد الكثير من الناس يطرحون الأسئلة |
| Şunu bilesin, bu soruları soran tek acemiler biz değiliz. | Open Subtitles | ويجب أن تعرف أننا لسنا المجندين الوحيدين الذين يطرحون هذه الأسئلة. |
| İnsanlar yanlış soruyu soruyorlar, pek de şaşırtıcı olmayan bir biçimde, bu yüzden yanlış yanıtı alıyorlar. | TED | فالناس عادة يطرحون السؤال الخاطىء مما يؤدي ولا شك الى الحصول على الاجابة الخاطئة للمشكلة ولهذا السبب فحسب ..دون الاسباب الاخرى |
| Bak, bazı gazeteciler şu şike olayı hakkında Soru soruyorlar. | Open Subtitles | هناك,بعض... ......... الصحافيين يطرحون الأسئلة بشأن الرشوة ... |
| Estonya hakkında sorular soruyorlar. | Open Subtitles | إنهم يطرحون أسئلة بشأن إستونيا |
| - Onlar da bununla ilgili sorular soruyorlar. | Open Subtitles | أيضًا في الفلاش، وهم الآن يطرحون أسئلة |
| - Şu dövmeyle ilgili sorular sordular. | Open Subtitles | و كانوا يطرحون أسئلة عن ذلك الوشم. |
| Aynı şeyi sordular, bilmiyorum. | Open Subtitles | هم كانوا يطرحون الاسئلة , ليس انا |
| Her zamanki gibi bir sürü insan ona zor sorular sorup duruyor ama sen değil. | Open Subtitles | ما أعنيه هو أنّ الناس يطرحون أسئلةً صعبةً عنها. |
| Bana göre, herkes yanlış soruları soruyor. | Open Subtitles | في رأيي , أنّ الجميع يطرحون الأسئلة الغير مناسبة |
| Soldadolar önce vurur, sonra Soru sorarlar. | Open Subtitles | جنود الأمة يطلقون النار أولاً ثم يطرحون الأسئلة بعدها. |
| Yani çocuklar uzman bilim insanları gibi önemli sorular soruyorlardı. | TED | صحيح؟ وبالتالي فقد كانوا يطرحون أسئلة هامة للعلماء الخبراء. |