| Burada her şeyi domuz yağıyla pişiriyorlar. Epey lezzetli oluyor. | Open Subtitles | يطهون كلّ شيء هنا بدهن الخنزير، إنّه شهي جدًّا. |
| Yemekleri kendi masamızda pişiriyorlar. | Open Subtitles | يطهون الطعام على الطاولة |
| Yemekleri kendi masamızda pişiriyorlar. | Open Subtitles | يطهون الطعام على الطاولة |
| Sebep açık ateşte yemek pişiren evsizlerdi. | Open Subtitles | إنَّ من أضرمَ النارَ كان أولئكَـ الدُخلاءَ بينما كانوا يطهون بنارٍ عاتيةٍ في الخلاء |
| Biyokütle kullanarak yemek pişiren 700 milyon hanemiz var. | Open Subtitles | لدينا 700 مليون منزلًا يطهون على روث البقر |
| - Bu hayvanları pişiriyorlar mı? | Open Subtitles | -هل يطهون هذه الحيوانات؟ ! |