| Annesi sandığı kişi de aslında büyükannesi. | Open Subtitles | و المرأة التي يظنها أمه هي في الواقع جدته |
| O kız Max'in sandığı kadar mükemmel değil. | Open Subtitles | حسنا، تلك الفتاة الصغيرة ليست مثالية كما يظنها (ماكس). |
| Demek istediğim, mutluyum ama herkesin düşündüğü kadar değil. | Open Subtitles | أقصد, أنا سعيدة ولكن ليس للدرجة اللتي يظنها الجميع |
| Bay Carter'ın iç hizmetçi olarak düşündüğü bir kızla görüşeceğim. | Open Subtitles | سأقابل فتاة يظنها السيد كارتر ستكون خادمة في الداخل |
| düşündüğü gibi değil. Çok zamanımız kalmadı. | Open Subtitles | اسمعي, زوجي وجد بعض الرسائل انها ليست كما يظنها |
| Ablası olduğunu düşündüğü kadın, gerçekte annesi. | Open Subtitles | المرأة التي يظنها أخته في الحقيقة هي أمه |
| Ama dünyada işler, bu ülkedeki çoğu insanın düşündüğü gibi yürümüyor işte. | Open Subtitles | ..لكن العالم لا يعمل بالطريقة التي يظنها الكثير من الناس |