| Belki de klitorisinin altına saklanmalıyım, orada beni asla bulamaz. | Open Subtitles | ربما يتوجب علي الإختباء أسفل بظرك لن يعثر علي أبداً |
| En azından kimse bulamadı. - Dairesini kontrol ettiniz mi? | Open Subtitles | لا يوجد دفتر يوميات على الاقل لم يعثر عليه أحد |
| Kimsenin onu bulmasını istemiyor. Galiba onun için başka planları var. | Open Subtitles | لايفترض ان يعثر عليها احد اعتقد ان لديه خطط أخرى بشأنها |
| Baban bizi bulacak. Eğer o bulamazsa, birlikte çalıştığı kişiler bulur. | Open Subtitles | سوف يعثر علينا والدك ، واذا لم يفعل سيجدنا الناس الذى يعمل معهم |
| Frankie, onu tedavi edebileceğini söyleyecek birini bulmak için Amerika'daki her hastaneyi aramak zorundaydı. | Open Subtitles | فرانكى إتصَلَ بكل مستشفى فى أمريكا لكى يعثر على طبيب يؤكد له أنه يستطيع علاجها |
| O seni bulacak. Parayla oynuyor olacağını söyledim. | Open Subtitles | سوف يعثر هو عليك أخبرته انك سوف تقذف بعمله معدنيه فى الهواء |
| Cesedi hiç bulunamadı ama Walt onu kimin öldürdüğünü biliyor. | Open Subtitles | منذ عشرون سنة, إختفت فتاة, و لم يعثر على الجثة |
| Seni buluyor, ve sanki tekrar beni aramaktan vaz geçmiş gibi. | Open Subtitles | يعثر عليك و ذلك يجعله لا يريد ان يعثر علي مجددا |
| Hem amcan seni bulmadan önce gitmezsen sana kim bilir neler yapar? | Open Subtitles | وما لَمْ تعبرا قبل أنْ يعثر عمّك عليك فمَنْ يدري ماذا سيفعل؟ |
| Birinin bizi bulması bir an meselesiydi. | Open Subtitles | إنها فقط مسألة وقت قبل أن يعثر أحد ما علينا |
| Bulutlu bir günde bir şahinin izini sürebilir. Seni bulabilir. | Open Subtitles | انه يستطيع تتبع الصقر فى سماء ملبده بالغيوم و يمكنه أن يعثر عليك |
| Evet, aynı bize ait bir sığınak gibi. Burada kimse bizi bulamaz. | Open Subtitles | أجل، فهو أشبه بملاذ صغير لا يمكن لأحد أن يعثر علينا فيه |
| Evet, aynı bize ait bir sığınak gibi. Burada kimse bizi bulamaz. | Open Subtitles | أجل، فهو أشبه بملاذ صغير لا يمكن لأحد أن يعثر علينا فيه |
| Olay yeri ekibi depoda herhangi bir fiziksel kanıt bulamadı. | Open Subtitles | لم يعثر فريق البحث الجنائي على دليل ملموس في المستودع |
| Barni hala iş bulamadı mı? | Open Subtitles | ما الأمر ؟ ألم يعثر بارني على وظيفة بعد ؟ |
| Dönüp Janoth'un o adamı bulmasını engellemeliyim. | Open Subtitles | ويجب ان اعود الى هناك حتى احرص على الا يعثر عليه جانوث. |
| Bu yüzden otelde kalıyordum, çünkü beni bulmasını istemiyordum. | Open Subtitles | لذلك ماكثة فى الفندق حتى لا يعثر علىَّ أحد |
| Baban bizi bulacak. Eğer o bulamazsa, birlikte çalıştığı kişiler bulur. | Open Subtitles | سوف يعثر علينا والدك ، واذا لم يفعل سيجدنا الناس الذى يعمل معهم |
| Bir kadın bulacak bir erkek için bir kadın bulmak mı? | Open Subtitles | كفيل بتذكيرك بمدى شوقك إلى الخروج بصحبته امرأة تعثر على رجل يعثر بدوره على امرأة؟ |
| Bizler onları bulacak ve ödülü alacaktık. | Open Subtitles | ومن يعثر عليهم, ويحل اللغز, يفوز بالجائزة |
| Şiddet içermeyen bir protesto düzenledi ve silah ve mermi asla bulunamadı. | Open Subtitles | كان ملتزمة بالمظاهرات غير العنيفة ولم يعثر على السلاح أو الرصاصة قط |
| Çölde bir çocuk birşey buluyor, ovuşturuyor ve bum. | Open Subtitles | طفل يعثر على شيء في الصحراء. يفركه ثم بوم. |
| Senden başka bir şey duymak istemiyorum. Polis gidip onu bulmadan önce doğruca sinemaya gidip o kuş kafesini buraya getir. | Open Subtitles | اذهب الى هذه السينما فورا واسترجع قفص الطيور هذا قبل ان يعثر عليه البوليس |
| Öyleyse benim eksik paramı bulması gereken adam bu? | Open Subtitles | إذاً, هذا هو الرجل الذي يفترض أن يعثر على نقودي المفقودة؟ |
| Dünyada hangi sefil bir bilim adamı Kaal'ın virüsüne karşı panzehir bulabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن لعالم تافه أن.. يعثر على مضاد للفيروس؟ |
| Bak Wilma, hiçbir zaman iş bulamayacak ve sonsuza kadar bize yapışıp kalacak diye üzülüyordun. | Open Subtitles | أرأيتي يا ويلما ، كنتي قلقة انه لن يعثر أبداً على وظيفة وسنلتصق معه إلى الأبد |
| Oğlunu da alıp sizi bulamayacağı bir yere gitmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | عليكِ فقط أخذ إبنكِ إلى مكان لن يعثر عليه فيه. |
| Kurbanlarını gay barda bulup onları vuruyor... ve cesetlerini oraya atıyor. | Open Subtitles | كان يعثر على ضحاياه في حانات الشواذ و يطلق النار عليهم و يرمي جثثهم هناك |
| Yoksa başka bir iş bulsun. | Open Subtitles | سيضطر لذلك، او عليه ان يعثر على مهنة أحرى |