|             Seni kanatları almayı teklif ediyor, geleceğini garanti ediyorlar mı?             | Open Subtitles |              إنهم لا يعرضون أن تكون تحت رعايتهم، و يعتنوا بمستقبلك             | 
|             Genelde yardımımı isteyenler karşılığında para ve hazineler teklif eder.             | Open Subtitles |              وأولئك الذين يفعلون، عادة يعرضون المال والكنوز مقابل معروف منّي.             | 
|             Mutlu bir şekilde bakmak isteyen herkese şaheserlerini gösteriyorlar.              | TED |              بل يعرضون تحفهم الفنية وهم بغاية السعادة لأي شخص يريد أن يراها.              | 
|             Politikacılar bunun farkında ve yeni büyüme hedefleri öneriyorlar.              | TED |              يعلم سياسيّونا ذلك، ولذلك يعرضون مقاصد جديدة للنمو.              | 
|             Sana koruma, aile ve rahatlık sunuyorlar.             | Open Subtitles |              وهم يعرضون عليكِ الحماية ، العائلة ، الراحة             | 
|             Maçın özetini veriyorlar. Bunlar spor manyağı olmuş.             | Open Subtitles |              إنهم يعرضون ملخص المباراة إنهم هناك كالبندق في الرياضة             | 
|             Bilgi sahibi olanlara 10 pound teklif ediyor, tehditler savuruyor.             | Open Subtitles |              إنهم يعرضون عشرة جنيهات لأي شخص لديه معلومات يوجهوا التهديدات             | 
|             Kuyumcu soygunu hakkında bilgi için 10 milyon teklif ediyorlar.             | Open Subtitles |              أنه يعرضون مكافأة قدرها 10 مليون لمن لديه معلومات عن سرقة المجوهرات             | 
|             Bir herif bana Kaliforniya'da iş teklif ediyor.             | Open Subtitles |              بعض الأشخاص يعرضون علىّ وظيفة فى كاليفورنيا.             | 
|             Amerikalılar hala yardım teklif ediyorlar mı?             | Open Subtitles |              هل لازال الأمريكيّون يعرضون المساعدة حتى الان ؟             | 
|             lrmağın orada klasik Mughal-e-Azam filmini gösteriyorlar.             | Open Subtitles |              في السينما التي جنب البحيرة يعرضون فلم المغول الاعظم             | 
|             Bak Laado, senin reklamını gösteriyorlar.             | Open Subtitles |              انظري يا عزيزتي، إنّهم يعرضون إعلانك أيّ واحد؟             | 
|             Ayrıca fotoğraflarınızı da New City'deki lokanta civarında gösteriyorlar.             | Open Subtitles |              انهم أيضا يعرضون صورتك على مطاعم نيو سيتى             | 
|             Peşinat olarak 15,000 pound öneriyorlar.             | Open Subtitles |              انهم يعرضون كدفعة أولى خمسة عشر ألف جنيه أسترلينى.             | 
|             Medya alımlarından komisyon, ve geçen yılın satışlarına kıyasla her artış için prim öneriyorlar bize.             | Open Subtitles |              يعرضون علينا لجنـة على الإعلام بالإضافة إلى جائزة على كل وحده رأساً على عقب من حملات العام الماضي             | 
|             Romalı kanının içinde yüzme fırsatı sunuyorlar bize.             | Open Subtitles |              إنهم يعرضون فرصة لنا بأن نصبح في بحر من الدماء الرومانية             | 
|             Gördün mü, Jimmy? Yetenek yarışması için 100 dolarlık ödül veriyorlar.             | Open Subtitles |              انهم يعرضون جائزة الأولى مائة دولار لاظهار المواهب.             | 
|             Elektronik bölümünde "En İyi Arkadaşım Evleniyor" oynuyor.             | Open Subtitles |              إنهم يعرضون "زواج صديقي المفضل" في قـسم الإلكـترونيات،             | 
|             Televizyonda şiirle ilgili fazla program göstermiyorlar.             | Open Subtitles |              إنهم لا يعرضون الكثير من الشعر على التلفاز.             | 
|             "Dirty Dancing"in yeniden uyarlamasını gösteriyorlardı.             | Open Subtitles |              كانوا يعرضون تجديداً لفيلم "الرقص القذر"             | 
|             Bugün jet pilotu kursunda indirim yapıyorlar. Bir uğrayıp faydalanmak istedim.             | Open Subtitles |              و اليوم هم يعرضون تقديم دروسٍ على متن الطائره أثناء تحليقها             | 
|             Sinemaya gitmek isteyen var mı? Hareket ve kinetik enerjinin tarihi ile ilgili bir belgesel gösterimde.             | Open Subtitles |              إنّهم يعرضون وثائقيّاً عن التحرّك و الطاقة الحركيّة             | 
|             - Çünkü teklifleri hâlâ geçerli ve hayatta kalan tek kişi benim.             | Open Subtitles |              لأنهم ما زالوا يعرضون الإتفاق، و.. ولم يبق سواي             | 
|             Ne kadar ödül verdiklerini görünce çok öfkelendi.             | Open Subtitles |              لقد كان غاضبا عندما رأى ما كانوا يعرضون انه لم يشعر بالمديح             |