| Hayır, ama Prue'nun bu dersi zor yoldan öğrenmesine izin vermeleri gerektiğini biliyorlardı. | Open Subtitles | لا، ولكنهم يعلمون بأنه عليهم ترك، برو لتتعلم الدرس لوحدها، وبالطريقة الأصعب |
| Ama bahse girerim bunun olacağını biliyorlardı. | Open Subtitles | ولكنني أراهن بأنهم كانوا يعلمون بأنه سيحدث |
| Kasabada sana yardım ettiğini biliyorlardı! | Open Subtitles | انهم يعلمون بأنه ساعدك في المدينة! |
| Silahların elimizde olduğunu biliyorlar. O kadar da şanslı değiliz. | Open Subtitles | يعلمون بأنه لدينا الأسلحة وذلك ليس من حسن حظنا |
| Gey olduğunu biliyorlar. Hayatı tehlike altında. | Open Subtitles | هم يعلمون بأنه مثلي ، حياته في خطر |
| İçeride olduğunu biliyorlar ve silahlı olduğunu da biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون بأنه بالداخل ويعلمون بأنه مسلح |
| Çünkü onun Müslüman olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | لأنهم يعلمون بأنه مسلم |
| Onun gibi kadınlardan hoşlanacak yalnız bir tip olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون بأنه وحيد سيذهب لفتاة من نوعها |
| Polis olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون بأنه شرطي |
| Zayıf olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون بأنه ضعيف |
| Onun gibi kadınlardan hoşlanacak yalnız bir tip olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | (بالعديد من المعلومات عن (ستان يعلمون بأنه وحيد و سيخرج مع أي شخص على ذوقه |