| Mühendisler onu oradan çekmek için gece gündüz çalışıyorlar. | Open Subtitles | والمهندسونَ يعملونَ على مدار الساعة لمحاولة إخراجِها. |
| Revirde hademe olarak çalışıyorlar. | Open Subtitles | فهُم يعملونَ كمُمرضين في جناح المشفى |
| Korktukları zaman daha iyi çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعملونَ بشكلٍ أفضل حين يرتعبون |
| Seçim komitesindeki herkes onun için çalışıyor. | Open Subtitles | فجميعُ أعضاءِ لجنةِ الاختيارِ يعملونَ تحت إمرته |
| Mühendisler bunu düzeltmek için çalışıyor. | Open Subtitles | والمهندسونَ يعملونَ على مدار الساعة لمحاولة إخراجِها. |
| Şu an iyileştirmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | وهم يعملونَ حاليّاً -على تحسينِ جودتهِ |
| Emin olun ki Lois Lane, Clark Kent ve Daily Planet'deki bütün haberciler bu önceliği yakalamak için bütün gün çalışıyorlar. | Open Subtitles | حسنٌ، دعوني أؤكدُ لكُم أنّ (لويس لاين)، (كلارك كنت) وكلُ المشعوذين العاملين بـ(دايلي بلانيت) يعملونَ ليل نهار للحصول على تلك المقابلة. |
| Çoğu ada dışında çalışıyor ya da yaşıyor. | Open Subtitles | ومعظمهم يعيشونَ أو يعملونَ خارج الجزيرة |
| Durun da hepinize açıklayayım, Lois Lane, Clark Kent ve Daily Planet'te çalışan herkes gece gündüz bu özel haberleri getirmek için çalışıyor. | Open Subtitles | حسنٌ، دعوني أؤكدُ لكُم أنّ (لويس لاين)، (كلارك كنت) وكلُ المشعوذين العاملين بـ(دايلي بلانيت) يعملونَ ليل نهار للحصول على تلك المقابلة. |