| Galiba bir hırdavat dükkanında çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يعمل في متجر للأجهزة. أنه متزوج. |
| Gündüzleri, ayakkabı dükkanında çalışıyor, geceleri, müşfik sevgilisi Remington ile yaşıyordu. | Open Subtitles | في الصباح يعمل في متجر للأحذية و في الليل يمضي وقته مع الألة الطابعة |
| Evcil hayvan dükkanında çalışıyor. | Open Subtitles | أتعرف هو يعمل في متجر لبيع الحيوانات الأليفة |
| Yerel yem dükkanında çalışan sabıkalı bir adama göre takip etmesi şaşırtıcı şekilde zor biri. | Open Subtitles | وبالنسبة للسجين للسابق هو الان يعمل في متجر الطّعم المحلي لكنه يصعب جداً مراقبته بشكل مدهش |
| Nostalji dükkanında çalışan bir adam hakkında. | Open Subtitles | هي قصة عن رجل يعمل في متجر أدوات قديمة |
| Şüphelimiz evcil hayvan dükkânında çalışıyor. | Open Subtitles | المشتبه به لدينا يعمل في متجر حيوانات أليفة |
| Bu yüzden çizgi roman dükkânında çalışıyor. | Open Subtitles | لذلك هو يعمل في متجر للمجلات الهزلية |
| "Queen Caddesi'ndeki DVD dükkanında çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل في متجر الدي في دي في شارع كوين |
| Şey, baban nalbur dükkanında çalışıyor. | Open Subtitles | حسناً ، والدك يعمل في متجر المعدات |
| Bizimle yaşıyor, video dükkanında çalışıyor insanların evlerini soyuyor. | Open Subtitles | يقيم معنا، يعمل في متجر فيديو، يسرق منازل الناس! |
| - Pekala, karakter bir "nostalji dükkanında" çalışıyor. | Open Subtitles | ـ هو يعمل في متجر |
| Burke'de bir silah dükkanında çalışıyor. | Open Subtitles | "يعمل في متجر للسلاح في "بيرك. |
| Oakland'ın yolunun üzerindeki köprünün orada müzik dükkanında çalışıyor, Antonio'nun. | Open Subtitles | يعيش بعد الجسر في (أوكلاند) يعمل في متجر (أنتونيو) للأدوات الموسيقية |