| Hayır, bence aslında senin için çalışıyor, değil mi? | Open Subtitles | كلا، أعتقد أنّه يعمل لصالحك أنت أليس كذلك؟ |
| - Chan, bizim malımızla yakalandı. Chan senin için çalışıyor. | Open Subtitles | ضُبِطَ (تشان) وبحوزتهِ بضاعتنا تشان) يعمل لصالحك) |
| - Şimdi senin için çalışıyor. | Open Subtitles | والآن هو يعمل لصالحك |
| Boots Mason size çalışıyor di mi? | Open Subtitles | إذاً , بوتس ميسون يعمل لصالحك , صحيح ؟ |
| Şimdi, Bunları zaten biliyorsunuz çünkü Jimmy Brigante size çalışıyor ve bilgi almak için onu siz göndermiştiniz. | Open Subtitles | أنت تعرفين كل هذا مسبقا لأن (جيمي برغانتي) يعمل لصالحك وأنت من أرسلته ليحصل على المعلومات |
| Sana çalıştığını falan görünce. | Open Subtitles | بما أنه يعمل لصالحك |
| Sana çalıştığını falan görünce. | Open Subtitles | بما أنه يعمل لصالحك |