| - Bunları, seni engelleyen hasta biri varken yapamazsın. | Open Subtitles | لا تسطيع التقدم في عملك و أنت مرتبط بشخص مريض يعيقك |
| Seni engelleyen bir şeyden kurtuluyormuşsun gibi düşün. | Open Subtitles | فكر بأن تتخلص من شئ الذي يعيقك |
| Öğrenmek istediğini söylüyorsun, ama bir şey engel oluyor. | Open Subtitles | تقولين أنّك تريدين التعلّم لكنْ هناك ما يعيقك |
| Odaya gidip dedektife neler olduğunu anlatmak istiyorsan kimse sana engel olmayacak. | Open Subtitles | وإخبار المحققة بما حدث لن يعيقك أحد |
| Seni geride tutan bir şey olmadan önüne bakmana sevindim. | Open Subtitles | هذا جيد , انا سعيد انك وجدت طريقة لقبول الامر بدون جعل اي شيء يعيقك |
| Sizi mali özgürlükten alikoyan kimse yok. | Open Subtitles | لا أحد يعيقك عن حريتك المالية |
| Tüm bu başarılara rağmen hep elinden kaçan bir fırsat olmuş. | Open Subtitles | هذا مذهل مع كل هذه الإنجازات فهناك عائق واحد دائماً يعيقك |
| Senin engelleyen korku, Michael. | Open Subtitles | حسناً،الخوف هو الذي يعيقك "مايكل" |
| Seni engelleyen şeyin ne olduğunu sorabilir miyim? | Open Subtitles | هلا سألتك ماذا يعيقك ؟ |
| Seni engelleyen şeyin ne olduğunu hiç anlayamadım. | Open Subtitles | لم أفهم ما الذي يعيقك |
| Hiç birşey sana engel olamaz. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تدعي أي شئ يعيقك |
| - Yolundaki bir engel. | Open Subtitles | ـ حسناً. ـ إنه يعيقك. |
| Hiçbir şeyin sana engel olmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تسمحي لأيّ شيء أنْ يعيقك |
| Hiçbir şeyin sana engel olmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تسمحي لأيّ شيء أنْ يعيقك |
| Bir şeyler sana engel oluyor. | Open Subtitles | شيء ما يعيقك |
| - Seni tutan kimse yoktu. | Open Subtitles | لمْ يكن هنالك أحد يعيقك. |
| Seni tutan ne? | Open Subtitles | ما الذي يعيقك الآن إذاً؟ |
| Sizi mali ozgurlukten alikoyan kimse yok. | Open Subtitles | لا أحد يعيقك عن حريتك المالية |
| Tüm bu başarılara rağmen hep elinden kaçan bir fırsat olmuş. | Open Subtitles | مع كل هذه الإنجازات فهناك عائق واحد دائماً يعيقك |