| Başka bir boyuttan gelen beyaz güveler dünyamızı işgal edip her bir erkeğe, kadına ve çocuğa virüs bulaştırırken, olanları oturup izlemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقف موقف المتفرّج من أجل مزغب أبيض من العالم الآخر يغزو عالمنا ويتعدى على كل ما تبقى من رجل وامرأة وطفل |
| Bu önlemler derhal alınmazsa Atilla İtalya'yı işgal ettiğinde seni kurtaracak ne hızlı bir at ne de seni saklayacak bir orman kalacak. | Open Subtitles | لو ان هذه الاحتياطات لم تتخذ على الفور، عندما يغزو أتيلا إيطاليا لن يكون هناك حصان بالسرعة الكافية لإنقاذكم، |
| Tanımlanamayan yer araçları Gaea Araştırma Merkezini işgal ettiler. | Open Subtitles | مُقاتل حديدي مجهول الهوية يغزو مركز بحوث جايا |
| Başkan sahte kanıtlara dayanarak Orta Doğu'yu istila etmek üzere. | Open Subtitles | الرئيس على وشك أن يغزو الشرق الأوسط بسبب دليل مزيف |
| Ya da onun insanları sizin ülkenizi istila ettikten sonra da öğrenebilir. | Open Subtitles | او من المحتمل أن تتعلم ذلك بعد أن يغزو الصينيون دولتك؟ |
| Lucifer, haşmetli kanatlarıyla cennetin o lanet tahtını tekrar fethederken onun yanında duracaksın. | Open Subtitles | يقف بجوار الشيطان المجنح العظيم بينما يغزو عرش السماء الدموي |
| Bir kurdun vücudunu işgal ettiğini, seni ele geçirdiğini söyleyecek ve bir anlığına bile olsa buna inanırsan gözlerin kararacak ve hakimiyeti kaybedeceksin. | Open Subtitles | سيخبركِ أنّ الذئب يغزو جسدكِ و يحاول الهيمنة عليه لكنْ إنْ صدّقتِ ذلك، و لو للحظة ستغيبين عن الوعي و تفقدين السيطرة |
| Fransa kralı Louis bizim bilgimiz ve iznimiz olmadan... kıyılarımızı işgal mi ediyor? | Open Subtitles | الملك لويس من فرنسا يغزو شواطئنا دون معرفة لدينا؟ ودون الحصول على إذن منا؟ |
| Cadılarla karşılaştık ölümün başsız bir süvarisiyle rüyalarımızı işgal eden bir iblisle. | Open Subtitles | لقد واجهنا ساحرات، وفارس للموت مبتور الرأس، وشيطان يغزو احلامنا، |
| - BuL3 işgal ediyor ? - Evet , hiçbir uçak var . | Open Subtitles | الورم يغزو الفقره الثالثه نعم, و نحن لا نملك اى خطه للحل |
| Ve kuş ona komşu imparatorlukları işgal etmesini söylemiş. | Open Subtitles | وأخبره الطائر بأن يغزو الامبراطوريات المجاورة |
| Ama kötü kalpli bir mihrace, krallığı işgal eder. | Open Subtitles | لكن هناك مهراجا شرير يغزو مملكتها |
| O sizin eşyalarınızı karıştırdı, Polonya'yı işgal etmedi. | Open Subtitles | أنه يبحث بأغراضكِ فقط لم يغزو بولندا |
| Zihnindeki bilgiye göre, batıl hayalet inançları sayesinde yayılmış yerküreyi işgal eden ikinci bir tür var. | Open Subtitles | تحدث عقله عن جنس آخر يغزو الأرض وكان متأثراً بخرافات الأشباح ! |
| Zihnindeki bilgiye göre, batıl hayalet inançları sayesinde yayılmış yerküreyi işgal eden ikinci bir tür var. | Open Subtitles | تحدث عقله عن جنس آخر يغزو الأرض وكان متأثراً بخرافات الأشباح ! |
| Ne tür bir uzaylı özellikle gidip de Londra'da bir kenar mahalleyi işgal eder? | Open Subtitles | عوضاً عن أن يغزو العالم كله ؟ |
| Yatağının altında yatıyor, mektuplarını okuyor ve kadının bilgisi dışında hayatını istila ediyor. | Open Subtitles | مستلقي تحت سريرها , يقرأ بريدها يغزو حياتها , من دون حتى ان تعرف |
| Sağlıklı dokuyu nasıl istila ettiğine bakın. | Open Subtitles | والطريقة التي يغزو بها الأنسجة السليمة انظروا لأوعيته الدموية |
| Onları bunu yapmaya zorlamaya devam edersek er ya da geç istila edeceklerdir. | Open Subtitles | ذا واصلنا الضغط عليهم عاجلا أم آجلا سوف يغزو |
| Lucifer, haşmetli kanatlarıyla cennetin o lanet tahtını tekrar fethederken onun yanında duracaksın. | Open Subtitles | يقف جنباً إلى جنب مع الشيطان المجنح وهو يغزو العرش السماوي ... |