| Daha önce fark etmediğime şaşırdım. Gazetecilik içgüdüm işe yaramamış. | Open Subtitles | يفاجئني عدم ملاحظتي هذا من قبل يالها من غريزة صحفية |
| Daha önce fark etmediğime şaşırdım. Gazetecilik içgüdüm işe yaramamış. | Open Subtitles | يفاجئني عدم ملاحظتي هذا من قبل يالها من غريزة صحفية |
| - Yüzbaşı Burns memnun değil. - şaşırmadım. | Open Subtitles | ـ الرائد بيرنز غير راض بالمرة ـ هذا لا يفاجئني |
| Ateş edildiğini kimsenin duymamasına hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | حقاً لا يفاجئني أن لم يسمع أحد صوت الطلقة |
| Babamın beni dışarı çıkarmanı istemesi beni şaşırtmadı. | Open Subtitles | لا يفاجئني أن والدي طلب منك أن تُخرِجَني |
| Bu kadar çok ihtiyatlı birinden bunun çıkması çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | قصتها صريحه جدآ مما يفاجئني أنه يأتي من شخص كتوم |
| Beni sürpriz hediyeler ve yaptığımız kaçamaklarla şaşırtır. | Open Subtitles | دائماً ما يفاجئني ببعض الهدايا, و الترتيبات الممتعة. |
| Kadının külotlu çorabı, ayaklanıp kendini arabaya bağladıysa buna şaşırmam. | Open Subtitles | لن يفاجئني لو أن المجلس الأعلى تمرد ضدها وقيدوا أنفسهم بسيارة |
| İnsanların, çevrim içi kamusal alanlar fikrinden tarihte şehirleri bıraktıkları şekilde vazgeçmeleri beni şaşırtmıyor. | TED | لا يفاجئني أن الناس يتخلون عن فكرة الفضاءات العامة على الإنترنت بالطريقة التي تخلوا بها عن المدن عبر تاريخهم. |
| Babasını göz önüne alırsak, hâlâ canlı olmasına bile şaşırdım. | Open Subtitles | ،نظراً لهوية أبيه يفاجئني أنه ما زال حياً |
| Kaynağı düşününce, Parayı kullanmanıza şaşırdım. | Open Subtitles | عند التفكير بالمصدر يفاجئني أنك أستخدمته |
| Böyle birşeyle son karşılaşmanızı göz önünde bulundurursak, bu göreve çıkma isteğinize çok şaşırdım. | Open Subtitles | بعد ما حدث آخر مرّة وجدتم شيئاً كهذا، يفاجئني قبولكم بهذه المهمّة |
| -Hiç şaşırmadım. Bizi burnun etrafına attılar. | Open Subtitles | لا يفاجئني الأمر فقد أنزلونا في أنحاء شبه الجزيرة |
| Hiç şaşırmadım.Yarısının ergenliği geçebilmiş olmasına şaştım ama. | Open Subtitles | هذا لا يفاجئني لقد تفاجئت أن معظمهم وصلوا إلى فترة مراهقتهم |
| Galerideki işlerini gördükten sonra hiç şaşırmadım. Benimle alay edilmesi hoşuma gitmiyor, hepsi o. | Open Subtitles | لن يفاجئني هذا مقارنة بما رأيته في معرضه ، لكني لا أحب أن يضحك علي أحد |
| Bilmiyordum ama beni pek şaşırtmadı doğrusu. | Open Subtitles | لم أكن أعرف بذلك لكنه بالتأكيد لا يفاجئني |
| şaşırtıcı olan size bu saçmalıklar için para vermeleri. | Open Subtitles | وما يفاجئني فعلاً انهم يدفعون لك لتتصدق علينا بهكذا نصائح فارغة |
| Bazen ağaçların arasında olduğunu ortaya çıkıp bana sürpriz yapmayı beklediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | في بعض الأحيان أعتقد بأنّه غامض إلى جانب إنّه يحب أن يأتي و يفاجئني |
| Eğer bu ikiniz tarafından kurulmuş bir tuzaksa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | لن يفاجئني ذلك إن كان هذا فخاً نصبتمها كلاكما |
| Bu beni şaşırtmıyor. Evlilik öncesi seksten ne haber? | Open Subtitles | هذا الأمر لا يفاجئني ماذا عن ممارسة الجنس قبل الزواج؟ |
| - Clark'la olan geçmişinden sonra çöpçatanımız olmaya olan hevesin beni şaşırttı. | Open Subtitles | لماذا - نظراً لماضيك مع كلارك - يفاجئني أنك تتوقين لجمعنا معاً |
| Kasabadan gitmesi beni azıcık bile şaşırtmaz. | Open Subtitles | هذا لن يفاجئني قليلاً لأراه يتخطّى البلدة |
| Onu öldürenin sen olduğunu öğrensem, şaşırmazdım. | Open Subtitles | وكان هناك شك 9من أصل10 بنزاهة الشرطي فلن يفاجئني لو كنت معاوناً له |
| Dün geceye kadar, seni yolsuz bir fırsatçı olarak görüyordum ama Tanrı beni hep şaşırtıyor. | Open Subtitles | منذ ليلة أمس علمتُ أنّكِ شخص إنتهازي ولكن الله يفاجئني دائماً |
| Beni en çok şaşırtan... bu toprağın nem tutması oldu. | Open Subtitles | أكثر ما يفاجئني هو أن احتباس الرطوبة في هذه التربة |
| -Artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. | Open Subtitles | لا شيء يفاجئني بعد الأن حقاً, انتظر لفترة |