| Çok acınası bir durum, kalbimi kırıyor ama ne diyeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | هذا مثير للشفقة، أنه يفطر قلبي لا أعلم ما الذي أقوله |
| Bir çok insan bu yüzden taşınıyor, bu da kalbimi kırıyor... | Open Subtitles | الكثير من الناس يقلعون عنه هذا يفطر قلبي |
| Bu kalbimi kırıyor ve eğer gelmezsen onunda kalbini kıracak. | Open Subtitles | وهذا يفطر قلبى وسينفطر قلبها إِذا لم تأتِ |
| Bazen kalbini kırar ama o şansı kaçırmak istemezsin çünkü gerçek olan odur. | Open Subtitles | أحيانًا يفطر قلبَ الحبيب، لكن يتحتّم عليه أن يخاطر لأن ذلك هو الحقيقي. |
| Umrunda mı bilmiyorum ama bu durum beni çok üzüyor. | Open Subtitles | لا أعلم إن كان ذلك يهمكِ, لكن... هذا يفطر قلبي |
| Bunca aydır burada yalnız olduğunuzu bilmek içimi acıtıyor. | Open Subtitles | عندما أفكر بأنكم كنتم لوحدكم طوال هذه الشهور هذا يفطر قلبي |
| Kolay değil, çok üzücü. John'u seviyorum, ama körü körüne aşık değilim. | Open Subtitles | ليس سهلا ،إنه يفطر قلبى أنا أحب جون ،وليس حبا أعمى |
| İnsanın kalbi kırılıyor, değil mi? | Open Subtitles | انه يفطر القلب اليس كذلك؟ |
| Buna çaba harcıyor olman kalbimi kırıyor. | Open Subtitles | و يفطر قلبي أن أراك و أنت تحاول ذلك |
| Bu kalbimi kırıyor. Hepiniz hırka giyiyorsunuz. | Open Subtitles | انه يفطر قلبي, انتم ترتدون سترات صوفيه |
| Seni özleyeceğim telefonum. Bu kalbimi kırıyor ya. | Open Subtitles | سأفتقدكَ يا هاتفي، هذا يفطر قـلـبي. |
| Bu kalbimi kırıyor çünkü iki aile söz konusu. | Open Subtitles | هذا يفطر فؤادي لأنّهما عائلتان. |
| # Ve kalbimi kırıyor gidişin | Open Subtitles | ورحيلك يفطر قلبي |
| Kalbimi kırıyor bu. | Open Subtitles | هذا الأمر يفطر قلبي |
| Her şeyi mahveder. Kalbini kırar. | Open Subtitles | إنه يفسد كل شئ إنه يفطر قلبِك |
| Alak bunu istemezse babasının kalbini kırar. | Open Subtitles | عندما يرفضها " ألاك" يفطر قلب أبيه. |
| Bunu yapmak beni çok üzüyor, fakat bir dahaki sefere burada yendiğimde Jack'e karşı öyle hızlı bir birlik oluşturursunuz ki o da neye uğradığını şaşırır! | Open Subtitles | يفطر قلبى القيام بهذا " وانج "، لكن فى المرة القادمة التى آتى فيها إلى هنا عليك أن تنقض بسرعة على " جاك " الكبير المسكين لدرجة أنه لن يعلم ماذا حدث |
| Biliyorum ve bu da beni üzüyor. | Open Subtitles | و هذا يفطر قلبي |
| Babasının bir daha geri gelmeyeceğinin farkında ve bu, benim içimi acıtıyor. | Open Subtitles | هو يعرف انه أباه لن يعود ابدا وهذا يفطر قلبي |
| Bazen kalbimi çok fena acıtıyor, nefes alamıyorum. | Open Subtitles | في بعض الأحيان الأمر يفطر قلبي بشدة فلا أستطيع التنفس |
| Ben çekimlerde karakteristik olmayan bir şekilde duygusaldım-- çünkü sahnenin kendisi üzücü idi-- ve karakterler beni o sahnede yıktılar. | Open Subtitles | و لقد كنت عاطفيا بشكل غير مسبوق عندما كنا نصور لأن المسرح نفسه كان يفطر الفؤاد |
| Kalbim kırılıyor. | Open Subtitles | يفطر قلبي |
| Sadece arkadaş kalmanız kalbinizi sızlatsa da, eğer birisine gerçekten değer veriyorsanız, bunu yaparsınız. | Open Subtitles | فحتى لو كان ترك العلاقة العاطفية لتفسح مجالاً للصداقة يفطر قلبك إن كنت حقاً تهتم بأحد فستكون مستعداً لأن ينفطر قلبك |
| Onu çırpınarak görmek kalbimi parçalıyor. | Open Subtitles | يفطر قلبي أن أشاهده وهو يتعرض لأعراض الانسحاب |