"يفهمون" - Translation from Arabic to Turkish

• anlamıyorlar
• anlıyorlar
• anlamıyor
• anlamaz
• anlıyor
• anlar
• anlarlar
• anlamasını
• anlayabilecek
• anladıklarını
• anlayabilirler
• farkında
• anladığı
• anlayamaz
• anlayacak

Bazı insanlar onu anlamıyorlar ama bence gerçekten çok komik biri.
بعض الناس لا يفهمون ما يعنيه. لكنني أعتقد أنه مضحك جداً.

ve bence, insanlar bunun her şeyi değiştirebileceğini anlamıyorlar.
ولا أظن أن الناس يفهمون أن ذلك قد يغيّر كل شيء.

işbirliğini ne kadar iyi anladıklarını görmek. Şempanzeler kadar iyi anlıyorlar mı mesela?
هو رؤية مدى فهمهم للتعاون. هل يفهمون ذلك بقدر فهم الشمبانزيات له، على سبيل المثال؟

"Sayısal uçurum"dan bahsederken endişe ve korkulardan bahsediyoruz insanlar, kendilerini nasıl tamamlayacaklarını anlamıyor.
نرى هناك أناس خائفين وموصومين، لا يفهمون كيف يمكن أن يدفع ذلك حياتهم إلى الأمام.

Babam Rus aksanının etkisiyle Tayvanlı ağzıyla konuşur kimse bir şey anlamaz söylediklerinden.
كثير من الناس لا يفهمون عندما يتكلم والدي باللغة التايوانية وهم محقين في ذلك في الواقع هي التايوانية مع اللكنه الروسية

Erotik çiftler tutku mumlarını ve azalmalarını da anlıyor.
الأزواج الحميمين أيضا يفهمون أن العاطفة شموع وتتناقص.

çok az kişi otoban polisinin psikolojinden anlar.
البعض يفهمون طبيعة التعامل مع شرطي المرور على الطريق السريع

Ve kökten çözecek. Hindistanlılar ise bunu neden dert ettiğimizi bile anlamıyorlar çünkü çoğu hintli ancak bir seferde iki ya da üç galon dolum yapabiliyor.
و هذا ما سيكون . الهنود لا يفهمون لماذا نفكر في ذلك كمشكلة لأن معظم الناس في الهند يعبئون جالونين أو ثلاثة فى كل مرة .

Tek istediğimin başkaları gibi muamele görmek olduğunu neden anlamıyorlar?
لماذا لا يفهمون أن كل ما أريده هو أن أُعَامل كأى فرد آخر؟

Denizi anlamıyorlar, o yüzden asla ruhani yönünü kavrayamayacaklar.
إنهم حقاً لا يفهمون البحر لذلك فلن يستوعبوا أبداً الجانب الروحي فيه

- Herkesi öldüreceğini anlamıyorlar.
لا يمكنهم السيطرة عليه أنهم لا يفهمون .. سوف يقتلهم جميعا

Onlar, sorumluluğun ve demokrasinin ne olduğunu anlıyorlar.
إنهم يفهمون تماما ما تمثله المسؤولية والديمقراطية.

Her birine ait erotik bir mesafe var ve bunu anlıyorlar.
أنهم يفهمون أن هناك مساحة جنسية التي ينتمي إليها كل واحد منهم.

Günümüz izleyicisi, oyunun iyisinden pek anlamıyor.
المشاهدون هذه الأيام لا يفهمون العروض ذات الجودة

Taraftarlar bunu istiyor. Ancak koç gibi gerikafalılar anlamıyor.
المعجبين يريدون ذلك، العجزّة لا يفهمون ذللك، مثل المدرب المتحجر

Bu Valon'lular söylediklerimizden tek kelime anlamaz.
هؤلاء الشرقيون لا يفهمون شيئاً مما نقول.

İnsanlar bunu neden anlamaz ki?
لا أعلم السبب الذي يجعل الناس لا يفهمون هذه اللعبة

Benzer biçimde, evrenbilimciler de evrenin genişlemesini anlıyor.
تماما، فإنّ علماء الكونيات يفهمون سبب توسّع الكون.

Çok az insan otoban polisiyle anlaşma psikolojisinden anlar.
البعض يفهمون طبيعة التعامل مع شرطي المرور على الطريق السريع

Sadece tıp eğitimi alanlar onun gerçekte nasıl çalıştığını tamamen anlarlar.
فقط أولئك الذين يدرسون الطب في النهاية هم من يفهمون طريقة عمله بشكل كامل.

Ama hala bir çocuğun ölümü anlamasını sağlamak çok zor.
لكنه لا يزال من الصعب علينا أن نجعل الأطفال يفهمون معنى الموت

Senin neler yaşadığını anlayabilecek çok fazla insan yoktur sanıırm,
ليس هناك العديد ممن يفهمون ماذا تمرين به

Bu durumu onlar anlayabilirler. Ortakyaşamı dışarıya çıkarmaları mümkün olabilir.
ربما يفهمون هذا الوضع، ربما يستطيعوا إخراج المتكافل

Çocuklar ürünlerin ikinci bir şansları olduğunun farkında.
إنهم يفهمون قيمة الحياة الثانية للمنتجات.

Eğer Rusların anladığı tek bir şey varsa oda güçtür, kuvvettir, güçlü bir pozisyonda değilsen asla Ruslarla pazarlık ya da anlaşma yapmamalısın demişti."
لا يفهمون سوى أمرٌ واحد وهو هذه القوة، وهذا البأس فيجب عليك ألا تتعامل أو تتفاوض "مع الروس دون أن تملك موقف قوة

Tabii ki yok. Erkekler için. Piliçler bunu anlayamaz.
ككك انه نادي الارنب للرجال النسوان لا يفهمون

Uzun süre bu narin parçanın ruhundan anlayacak bir galerici aradım.
بهذا القدر بحثت عن سمامسرة فن يفهمون الحس بالروح