| Yanımda Richard Glover var. 105'ten doğuya doğru geliyor. 110'a yaklaşıyor. | Open Subtitles | ريتشارد جلوفر معي انه على طريق 105 شرقا يقترب من 110 |
| Yolunun sonuna yaklaşıyor, dizilmiş varillerin arasından geçiyor. | TED | انه يقترب من نهاية السباق، يشق طريقه بين البراميل التي تقام هناك. |
| Adamımız Rastenburg'da üçüncü kontrol noktasına yaklaşıyor olmalı. | Open Subtitles | في هذا الوقت ، لا بد أن رجلنا يقترب من نقطة التفتيش الثالثة |
| Sonbaharına yaklaşan biri ne yapıyorsa, onu yaparım. | Open Subtitles | وأي شيء كان يقوم به الشخص عندما يقترب من سنوات الخريف |
| Sahte bir kimlikle bile olsa kamera sisteminin yanına yaklaşmasına imkân bile olamaz. | Open Subtitles | ..حتى مع هويةمزيفة. مستحيل أن يقترب من نظام آلات المراقبة. |
| Kontrol mesafesine girdi, Ateş Denizi'ne yaklaşıyor. | Open Subtitles | الجسم يدخل مجال سيطرتنا يقترب من مجال اطلاق النار |
| Ailesinin gözüne daha iyi göründüğünden eminim, şu anda onlara yaklaşıyor. | Open Subtitles | يبدو جيداً جداً هنا أنه يقترب من عائلته الآن |
| - Affedersiniz, efendim eve bir adam yaklaşıyor. | Open Subtitles | أعذرني ، يا سيدي ، هناك رجل محترم يقترب من المنزل |
| Destek timi hedefe yaklaşıyor. Tahmini varış süresi 35 saniye. | Open Subtitles | بدأ الدعم الجوي يقترب من منطقة الهدف وقت الوصول المقدر 35 ثانية |
| Doğudan hangara yaklaşıyor. | Open Subtitles | شخص يقترب من حظيرة الطائراتمنناحيةالشرق. |
| Ama Führer'im, 12. kol ordu Elbe'ye yaklaşıyor. O zaman hemen geri dönsünler. | Open Subtitles | ـ الجيش الثاني العشر يقترب من الألب ـ اذاً عليه أن يعود |
| 12. Ordu Elbe'ye yaklaşıyor. -O zaman dönsünler. | Open Subtitles | ـ الجيش الثاني العشر يقترب من الألب ـ اذاً عليه أن يعود |
| Bu arada da yükselmeye daha çok yaklaşıyor. | Open Subtitles | في هذه الأثناء يقترب من الارتقاء شيئاً فشيئاً |
| Buradan... eve yaklaşan kimse olursa... icabına bak. | Open Subtitles | من هنا, يمكنك رؤية كل من يقترب من المنزل انتبه. |
| Olay yerine yaklaşan beyaz bir adam var. Üstünde yelek var ve elinde yeşil bir sırt çantası taşıyor. | Open Subtitles | رجل أبيض يحمل حقيبة خضراء يقترب من الهدف |
| Hayır, durun! Ne yaparsanız yapın, cihazın yanına yaklaşmasına izin vermeyin. | Open Subtitles | لا لا لا لا مهما تفعله فقط لا تجعله يقترب من ذالك الجهاز |
| Babası ona balmumundan yapılmış kanatlar verip Güneş'e fazla yakın uçma diye uyarmış. | Open Subtitles | الذي اعطاه والده جناح من الشمع و حذره ان لا يقترب من الشمس |
| Bir çoğunuzun hiçbir zaman bir silahın yakınında olmadığı gerçeğini kucaklayalım. | TED | دعونا نشدد على حقيقة أن معظمكم ربما لم يقترب من بندقية من قبل |
| Kimse depoya yaklaşmadı bile ve sürekli azalıyor. | Open Subtitles | لا احد يقترب من الخزان , ويستمرالمعدلبالانخفاض. |
| Olay ufkuna yaklaştıkça her şey saçmalaşır. | Open Subtitles | فيما يقترب من حدث الأفق يمسي كلّ شيء جنونياً |
| - Şehirdeki tüm ATM'leri soyan iki kişiye çok yaklaşmıştı. | Open Subtitles | لقد كان يقترب من رجلي عصابة الذين كانوا يضربون آلة الصراف الالي في انحاء المدينه. |
| Kapıya doğru gidiyor, başka bir şey görmüyorum. | Open Subtitles | هو يقترب من الباب ثم يختفي من هذا الجانب |