| Belki sanat eleştirmenleri, mimari eleştirmenleri ya da şehir planlamacılar tarafından takdir edilen boyutlar değil. | TED | قد لا تكون هي ذاتها الأبعاد التي يقدرها نقاد الفن أو نقاد العمارة أو مخططي المدن |
| Bu bornoz ve bunu giyen kadın onları takdir etmeyen yüz kişiden daha değerlidir. | Open Subtitles | هذه العباءة والشخص الذي كان يرتديها تساوي أكثر من مائة شخص لا يقدرها |
| Bu bornoz ve bunu giyen kadın onları takdir etmeyen yüz kişiden daha değerlidir. | Open Subtitles | هذه العباءة والشخص الذي كان يرتديها تساوي أكثر من مائة شخص لا يقدرها |
| Onun değerini bilmiyor. O da bütün diğer bebekler gibi. | Open Subtitles | لا يعرف كيف يقدرها مثل كل هؤلاء الصغيرات |
| Onun değerini bilmiyor. O da bütün diğer bebekler gibi. | Open Subtitles | لا يعرف كيف يقدرها مثل كل هؤلاء الصغيرات |
| Şimdiki alıcı kesinlikle onu saklayacaktır. | Open Subtitles | المشتري الحالي يقدرها بالتأكيد |
| Şimdiki alıcı kesinlikle onu saklayacaktır. | Open Subtitles | المشتري الحالي يقدرها بالتأكيد |
| O zaman sana ilk elden tercübemi paylaşayım ben evliliğin gizli bir müessese olduğunu düşünmüşümdür hep ve bunu da sadece karı ve koca gerçekten takdir edebilir ve anlayabilir. | Open Subtitles | بما أني شخص مر بالتجربة أؤمن أن الزواج علاقة مقدسة لا يمكن أن يقدرها ويفهمها سوى الزوج والزوجة |
| Hakuna Matata'yı takdir edenler yapsın. | Open Subtitles | دع الهاكونا ماتاتا لشخص ما يقدرها |
| Dinle, Fransızcanı onu takdir edecek birine sakla. | Open Subtitles | اسمع، وفِر فرنسيتك لشخص يقدرها. |
| En azından birisi takdir ediyor. | Open Subtitles | على الأقل هناك أحدهم يقدرها |
| Berbat bir öğrenciydi, Donna ona hayrandı ama Joe bunun ya da Donna'nın değerini hiç anlamdı. | Open Subtitles | طالب مزعج لكن (دونا) أعجبت به لكنه لم يقدر ذلك أو يقدرها |
| değerini bilecek birine veririm ben onu. | Open Subtitles | سأمنحها لشخص ما يقدرها |