| Tabi, zaten herkes de onlara eşcinselmiş gibi davrandığım için beni takdir eder. | Open Subtitles | نعم أنا متأكد من أن الجميع يقدرون لي تعاملي معهم على أنهم شاذين |
| Çocukların kostümden çok şekerle ilgilendiklerini biliyorum ama bence emeğimi de takdir edeceklerdir. | Open Subtitles | أعرف أن الأطفال يهتمون للحلوى أكثر من الزي لكني اعتقد انه يقدرون الجهد |
| Cömertliğini takdir etmeyenlere bile gösterdiğin merhamet için şükranlarımızı sunuyoruz. | Open Subtitles | وشكراً لكونك رحيماً حتى إلى هؤلاء الذين لا يقدرون كرمك |
| Keşke özgürlüğe, kendi gezegenimde de bu kadar değer verilse. | Open Subtitles | لو أنهم فقط كانوا يقدرون الحرية لهذه الدرجة على كوكبي |
| Hintliler oldukça değer bilincine sahiptirler, özellikle iş online okumaya gelince. | TED | الهنود يقدرون الوعي بشكل لا يصدق خاصة عندما يتعلق الأمر بقراءتهم على الانترنت. |
| Hırslı olmayan ve zekasının değerini bilmeyen birini uzaktan tanırım. | Open Subtitles | ...كان هناك زملاء تحصيلهم أقل و لا يقدرون حق العباقرة |
| Evsizler, bizim eski kıyafetlermize ve konservelerimize minnettar kalacaklar. | Open Subtitles | حسناً المتشردين سوف يقدرون كل هذه الثياب والبازلاء |
| Rekabeti takdir ederler ve etkili iletişimi severler. | TED | يقدرون روح التنافس ويحبون التواصل بفعالية. |
| Bazıları sanatı takdir etmiyor, sizi sıkmayacağım, duyarlı biriyimdir. | Open Subtitles | بعض الناس لا يقدرون الفن لذا فأنا لن أزعجك .. فأنا سريع التأثر |
| Bazı insanların sanatsal ifadeyi takdir etmeleri güzel. | Open Subtitles | من الجميل أن بعض الناس يقدرون التعبير الفني |
| Bir kızın gerçekten hoşlandığı şey, ...seni takdir eden ama yine de terfi ettirmeyen şu muhasebecilerden birine asılmanın verdiği heyecandır. | Open Subtitles | ما تحتاجين اليه هو القيام بأمر واحد على اولائك الذين لا يقدرون جهودك ولم يقوموا بترقيتك |
| Onlar için yaptıklarımı takdir ediyorlar mı sence? | Open Subtitles | هل تعتقدى أنهم يقدرون ما أفعله من اجلهم؟ |
| Bizim insanlarımız için iyi bir şey yaptı. Bunu takdir edeceklerdir. | Open Subtitles | لقد فعل شيئاً جيداً للعائلة سوف يقدرون ذلك |
| Bizim insanlarımız için iyi bir şeyi yaptı. Onu takdir edecekler. | Open Subtitles | لقد فعل شيئاً جيداً للعائلة، سوف يقدرون ذلك |
| Birçok insan onların tarafında olmamı takdir ediyor. | Open Subtitles | الكثير من الناس يقدرون أن يعرفوا أننى بجانبهم |
| Bunlar çöl insanları. Altına değil suya değer verirler. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال من أهل الصحراء, إنهم يقدرون المياه وليس الذهب |
| Goa'uld'lar dünyaları köleleştirenlerdir. İnsanlar özürlüğe değer verir. | Open Subtitles | الجواؤلد يستعبدوا العوالم بينما البشر يقدرون الحرّيه |
| Bir şeyleri okuyabilen, icat yapabilen, ısırabilen eşsiz çocuklara değer veren insanlar. | Open Subtitles | الناس الذين يقدرون الأطفال الفريدون من نوعهم . اذى يمكنهم أن يقرأوا ويبتكروا ويعضوا أشياء |
| Senin gibi adamlar görüş alanınızdaki kıçların zenginliğinin değerini bilmiorsunuz. | Open Subtitles | الرجال مثلك لا يقدرون وفرة المؤخرات تحت تصرفهم |
| Kardeşim, ailem, yaptığın şey için sana gerçekten minnettar Diane. | Open Subtitles | اخي عائلتي حقا يقدرون ما تفعلينه , دايان |
| Göründüğü kadarıyla hastalarıyla ilgilenebilmek için asla yeterli zamanı olmayan doktorlar, ellerinden geleni yapmaya çalışıyordu. | TED | الاطباء, كان ظاهرا, لم يكن لديهم في الواقع ما يكفي من الوقت لجميع المرضى، يحاولون على ما يقدرون. |