| Gururlular. Papua Yeni Gine'nin dağlıklarında yaşıyorlar. | TED | فخورين بانفسهم. يقطنون تلال بابو الجديدة في غينيا. |
| Çünkü Doğu 27'de yaşıyorlar ve harika Hint restotrantları var. | Open Subtitles | لأنّهم يقطنون في شرق الشارع الـ27، الذي به مطاعم هنديّة مُذهلة. |
| Ve Tibet'in batısında yer alan, Chang Tang adında bir platoda yaşıyorlar. | TED | وهم يقطنون في " شانج تانغ " هضبة التيبت نحو .. القسم الغربي من البلاد |
| - Bir şey bulduk. - Adresi mi? Gardens'da oturuyor, hemen şurada. | Open Subtitles | لدى شيئ هنا انهم يقطنون عند الحدائق التى هناك |
| Homer zamanından beri, ilk çağın güçlü imparatorluklarına korku salan ve Akdenizin ötesinde yaşayan azılı savaşçılarla ilgili eski hikâyeler anlatılır. | TED | منذ زمن هوميروس، سُردت حكايا قديمة عن محاربين شرسين يقطنون أكناف البحر المتوسط. يبثون الرعب في قلوب أعظم إمبراطوريات العصور القديمة. |
| Ve buralarda oturmuyorlar, garanti ederim. Rahatla. | Open Subtitles | و هم لا يقطنون هنا , أؤكد لك ذلك , لذا استرخِ |
| - Nerede oturduklarını bulursak... | Open Subtitles | -عندها نعرف أين يقطنون. ونعرف أسماءهم. |
| Çoğu şehirde gecekondularda yaşıyorlar. | TED | بمعظم المدن، يقطنون العشوائيات. |
| Sardinyalılar çok katlı evlerde yaşıyorlar, dolayısıyla merdiven inip çıkıyorlar. | TED | السردينيون يقطنون منازل رأسيه , سلالم صعودا وهبوطا . |
| Orada yaşıyorlar. | Open Subtitles | هناك حيث يقطنون |
| Clevland Parkı'nda yaşıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يقطنون في كليفلاند بارك |
| Ama Oakland'da yaşıyorlar. | Open Subtitles | - "لا أعلم، لكنهم يقطنون في "أوكلاند - |
| Kentucky' de yaşıyorlar. | Open Subtitles | لكنهم يقطنون في كنتكي. |
| Bel-Air'de ne biçim insanlar oturuyor ve kahvaltı ediyorlar? | Open Subtitles | أعني, ما هي نوعية الأشخاص يتناولون إفطارمتأخر و يقطنون في "بل أير"؟ |
| Joe Carroll'un eski eşi dâhil 5'i Richmond bölgesinde oturuyor. | Open Subtitles | خمسة منهن، ضمنهم طليقة (جو كارول)، يقطنون في (ريتشموند) |
| Einstein'lar dördüncü sokakta oturuyor. | Open Subtitles | آل(آينشتاين) يقطنون في الشارع الرابع ! |
| Araştırmalar gösteriyor ki işlek havaalanlarına ya da yoğun yol kenarlarına yakın yaşayan insanlarda kardiyovasküler rahatsızlıkların görülme olasılığı daha yüksek. | TED | أظهرت دراسات أنّ البشر الّذين يقطنون بقرب المطارات المُكتظّة أو الطرق السريعة المزدحمة لربما قد تنشط لديهم أمراض القلب والأوعية الدموية |
| Japonya'da yaşayan ve standart Japon yemeklerini yiyen, standart | Open Subtitles | اليابانيون الذين يقطنون في اليابان و يتناولون الغذاء الياباني النموذجي، |
| Ve buralarda oturmuyorlar, garanti ederim. Rahatla. | Open Subtitles | و هم لا يقطنون هنا , أؤكد لك ذلك , لذا استرخِ |
| - Nerede oturduklarını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم أين يقطنون |