| Bilirsin çoğu insan, evinde bulunan şeylerin değerini hafife alır. | Open Subtitles | أتدري؟ معظم الناس يقللون من قيمة الأشياء الموجودة في منازلهم |
| Biliyor musun, insanlar iyi bir gevezeliğini değerini hafife alıyor. | Open Subtitles | أتعرف، الناس يقللون من قدر النزهة الجيدة |
| İnsanlar kötü şeyleri düşünmekten nefret eder ve daima olasılıkları hafife alırlar. | Open Subtitles | الأشخاص يكرهون التفكير في حدوث أشياء سيئة لذلك دائماً يقللون دائماً من تقدير إمكانيه حدوثها |
| Çünkü daha az yapay renkli olduklarını fark ettim. | Open Subtitles | لأنى اكتشفت أنهم يقللون فيها الألوان الصناعية... |
| Piyasaya gelirler ve bir anda fiyatları indirirler, ve bizleri piyasa dışına atarlar. | Open Subtitles | يأتون و يقللون قيمة كل شئ و يقضون على أعمالنا |
| Bilirsin insanlar hep New Jersey'i küçümserler. | Open Subtitles | تعرفين فالنّاس يقللون من نيوجيرسي |
| Bizi her seferinde küçümseyecekler ve biz de bunu kullanacağız. | Open Subtitles | سوف يقللون من شأننا في كل مرة وسوف نستخدم ذلك لمصلحتنا |
| O beni çok fazla hafife alıyor, çünkü delicesine güzelim, yada... | Open Subtitles | أشخاص مثله يقللون من قدر أشخاص مثلي لأننا جميلون بشكل خيالي, أو |
| Bu onları pembeli sarışını hafife almamayı öğretir. | Open Subtitles | هذا سيجعلهم لا يقللون من شأن شقراء ذات كف وردي |
| Bu onlara pembeli sarışını hafife almamayı öğretir. | Open Subtitles | هذا سيجعلهم لا يقللون من شأن شقراء ذات كف وردي |
| Böyle düşünüyorum. Tehlikedeyken beni hafife alırlar. | Open Subtitles | دعهم يظنونني أضحوكة , هذا ما أقوله إنهم يقللون من شأني في المخاطر |
| Ya seni çok fazla büyütmüşler ya da bizi fazla hafife almışlar. | Open Subtitles | احد الأمرين , هم يبالغون فيك او يقللون من المبالغه بنا |
| Fakat etrafınız, karşı karşıya oldukları tehdidi durmaksızın hafife alan insanlarla çevrili. | Open Subtitles | لكنك محاط بناس يقللون باستمرار من خطر التهديد القادم اليهم |
| İnsanlar kötü şeyleri düşünmekten nefret eder ve daima olasıIıkları hafife alırlar. | Open Subtitles | الناس تكره التفكير بحدوث الأشياء السيئة، لذا، إنهم دوماً يقللون من أحتمالية وقوعها. |
| Yapılandırmayı hafife almalarına şaşmamak gerek. | TED | لا عجب أنهم يقللون من قيمة البنية. |
| Arkadaşız. Tıpkı benim gibi, sizi hafife aldılar. | Open Subtitles | أنهم يقللون من شأنك كما فعلت أنا |
| Çünkü biri bana bir zamanlar onların daha az yapay renkli olduklarını çünkü çikolatanın zaten kahverengi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لأن ذات مرة قال شخص ما: "إنهم يقللون فيها الألوان الصناعية لأن الشوكولا لونها بنى بالفعل." |
| - Bizim fiyatlarımızdan daha az istiyorlar. | Open Subtitles | فهم يظلون يقللون أسعارهم علينا. |
| Onlar fiyatlarını %10 indirirler biz %15 indiririz. | Open Subtitles | هم يقللون السعر 10 بالمئة نحن نقلله 15 بالمئة |
| Kadınları her daim küçümserler. | Open Subtitles | انهم دائماً يقللون من شأن النساء |
| Seni küçümseyecekler. | Open Subtitles | هم سوف يقللون من قيمتك |