| Bizi Mika'ya götürecek herhangi bir şey var mı? | Open Subtitles | هل يوجد شيء من شأنه أن يقودنا إلى ميكا ؟ |
| Ama bizi Kyla'ya götürecek gibi. Gidelim! | Open Subtitles | و لكن (أودز) لديهِ فكرة،ذلكَ سوف يقودنا إلى (كايلا)،هيا. |
| Ve bu da bizi ikinci hayata götürüyor. | TED | و هذا يقودنا إلى النوع الثاني من الحياة السعيدة. |
| Nihayet silahı tespit etmek bizi Kessler'a götürebilir. | Open Subtitles | تحديد ماهية السلاح أخيراً قد يقودنا إلى (كيسلر). |
| Jeffrey, konuşmayı reddetti, o yüzden bir gizli ajanla beraber kaçmasına izin verdik, bizi konteynerlere götürmesini umuyoruz. | Open Subtitles | آسف, رفض (جيفري) أن يتحدث لذا تركناه يهرب مع عميل سريّ أملين أن يقودنا "إلى حاوية "كونيكس |
| Öfkeliydik. Bu öfkenin bizi bu muğlak harekete götürmesine müsaade ettik. | Open Subtitles | كنا غاضبين، وسمحنا لهذا الغضب بأن يقودنا إلى أفعال سوداء |
| Bu akşam kumarhanede bize ipucu verebilecek bir adamla buluşacağım. | Open Subtitles | سوف أقابل رجلاً الليلة في النادي قد يقودنا إلى شيء |
| Satıldığı ana kadar izini geriye doğru takip edersek bizi bulunduğu noktalara götürür. | Open Subtitles | نتعقب تاريخ برج البينغ ليقودنا إلى البائع مما قد يقودنا إلى موقعها الحالي |
| Bu da bizi şu çelişkiye getiriyor: hastalık sadece fakir ülkelerde olduğu için, hastalığa yeteri kadar yatırım yapılmıyor. | TED | وهذا يقودنا إلى المفارقة التالية وهي أن انحصار المرض في البلدان الفقيرة سبّب عدم حصوله على الكثير من الاستثمارات |
| Bu çocuk bizi Dört Numara'ya götürecek. | Open Subtitles | هذا سوف يقودنا إلى رقم أربعة |
| Ve bu sayede bizi Rayna'ya götürecek biri. | Open Subtitles | .(وعلى آمل أن يقودنا إلى (رينا |
| Bizi geçmişinde kabullenildiği ve kucaklandığı yerlere götürüyor olabilir. | Open Subtitles | انه يقودنا إلى الأماكن التي لم يكن يُقبل بها |
| Bu da bizi değerlendirmemin belgelenmemiş kısmına götürüyor. | Open Subtitles | و هو ما يقودنا إلى التقسيم الغير الموثق من وجهة نظري |
| Bu da bizi daha önce sorduğum "Neden ben?" sorusuna geri götürüyor. | Open Subtitles | وهذا يقودنا إلى المرحلة التي أسأل فيها .. لماذا أنا ؟ |
| Yani bizi Thanos'a götürebilir. Ben de ailemin intikamını alırım. | Open Subtitles | يعني أنه يستطيع أن يقودنا إلى (ثانوس) ثم إنتقامي لخسارة عائلتي |
| Yani bu demek oluyor ki Apocryphon'u takip etmek bizi Piper'a götürebilir. | Open Subtitles | مما يعني أننا إذا تعقّبنا ال(ن.ز.ت) فهذا قد يقودنا إلى(بايبير) |
| Bu Corey'in beyni bizi kusurlu Utopium'a götürebilir. | Open Subtitles | هل أدركت أن دماغ (كوري) هذا قد يقودنا إلى اليوتوبيوم المشوب |
| Rossler'ın bizi Erwich ve Sentox'a götürmesini planlıyorduk. | Open Subtitles | (لقد كنا ننوي استغلال (روسلر في أن يقودنا إلى (إيرويك) وغاز الأعصاب |
| Onun yerine bizi Connor'a götürmesini sağlasak? | Open Subtitles | ماذا لو كنا نستطيع جعله يقودنا إلى (كونور)؟ |
| Buna rağmen yaşanan talihsiz olayların bizi geri götürmesine müsaade etmeyeceğiz. | Open Subtitles | "مع ذلك، نحن لن ندع سوء الحظ أن يقودنا إلى الوراء". |
| Bu küçük ucubenin bizi kıza götürmesine izin vereceğiz, Frank. | Open Subtitles | سندع ذلك الحقير الصغير يقودنا إلى الفتاة، (فرانك) |
| Eğer o girdiyse, nerede olduğuna dair ipucu olabilir. | Open Subtitles | إذا فعل ذلك ، فلربما ترك دليل يقودنا إلى مكانه. |
| Bence, kural 30 gibi hücre otomasyonları bizi farklı seviyelere götürür. | TED | أعتقد أن أشياء مثل الخلايا التلقائية للقاعدة رقم 30 يقودنا إلى مستوى آخر. |
| Ama yolcu koltuğunda oturan biri olduğunu daha inanılır hâle getiriyor. | Open Subtitles | ولكن هذا يجعل الأمر أكثر قبولا وهو ما يقودنا إلى طباعة. |