| Ama diğer yetişkinler inanılmaz acı verici şeyler söylerler. | TED | ولكن البعض الآخر من البالغين يقولون أشياء مؤلمة بشكل لا يصدق. |
| İnsanlar etrafımda olduklarında bile arkamdan bir şeyler söylerler... | Open Subtitles | الناس يقولون أشياء وراء ظهري ، أحيانا حتى عندما انا موجود.. |
| - İnsanlar burada aptalca şeyler söylüyorlar. - Ortalama? | Open Subtitles | ــ الكثير من الناس هنّا يقولون أشياء غبية ــ حقاً |
| Şöyle şeyler söylüyorlar, "X'e nasıl inanırsın?" | TED | يقولون أشياء مثل: "كيف لكم أن تصدقوا فلان؟" |
| Annen hakkında kötü şeyler söylüyor olurdun, ...tam olarak yaptığın bu olurdu. | Open Subtitles | تريد ان يقولون أشياء وسخة عن امك. هذا ما كنت تقوم به. |
| Robbie anlayacaktır. Tüm anne babalar salakça şeyler söyler. | Open Subtitles | وروبي سيتفهم الوضع كل الآباء يقولون أشياء غبية |
| İnsanlar aptalca şeyler söylerler, etrafımdayken rahat edemezler, benim ne yapıp ne yapamayacağımı söylerler. | Open Subtitles | الناس يقولون أشياء غبية يشعرون بعدم الراحة من حولي يقولون لي ما اللذي أستطيع وما اللذي لا استطيع فعله |
| Hastalar düşünmeden hareket etmeye başlar söylememesi gereken şeyler söylerler. | Open Subtitles | المرضى يصبحون مندفعين، يقولون أشياء لا ينبغي قولها. |
| Bilirsin, insanlar heyecanlanınca garip şeyler söylerler. | Open Subtitles | وتعلمين... ان الناس يقولون أشياء عندما يتحمسون |
| Arkadaşlar, arkadaşları hakkında böyle şeyler söylerler. | Open Subtitles | الأصدقاء يقولون أشياء كهذه عن أصدقائهم |
| Senin hakkında korkunç şeyler söylüyorlar. | Open Subtitles | انهم يقولون أشياء رهيبة عنك |
| Onun hakkında korkunç şeyler söylüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يقولون أشياء فظيعة عنها |
| Benim hakkımda hep kötü şeyler söylüyorlar. | Open Subtitles | كلهم يقولون أشياء سيئة عني |
| Gördün mü? Emekli olduğunda, çocukların bile hakkında iyi şeyler söylüyor. | Open Subtitles | رأيت، تتقاعد، حتى أطفالك يقولون أشياء جيدة عنك. |
| Ama galiba işin sonunda insanlar tuhaf şeyler söylüyor. | Open Subtitles | لكن أظنّ أنّ الناس يقولون أشياء غريبة على فراش الموت |
| Hem de, çalışma arkadaşlarım şort giydikleri zaman çalışanlar çok incitici şeyler söylüyor. | Open Subtitles | أيضا بعض عمال المصنع يقولون أشياء جارحة ان ارتدى احد العمال شورت |
| İnsanlar seks yaparken sürekli garip şeyler söyler. | Open Subtitles | - لا أعرف ، لقد خرجت فقط ، الناس يقولون أشياء غريبة - |
| Buradakiler onun hakkında ancak kötü şeyler söyler. | Open Subtitles | هنا يقولون أشياء سيئة عنها |
| Kasabadaki yaşlı kadınlar haç çıkardılar ve çılgınca şeyler fısıldadılar, garip şeyler söylediler. | Open Subtitles | النساء العجائز فى القرية كانوا يصلون و يقولون أشياء غريبة |
| Ama okuldaki çocuklar konuşup duruyorlar. | Open Subtitles | لكن الاولاد في المدرسة يقولون أشياء |
| - İyi şeyler söylemiyorlar. | Open Subtitles | لا يقولون أشياء جميلة |
| bakın, bu insanlar tahminlerde bulunurlar. şöyle şeyler derler, "Neden elektriksel birşey hissediyorum?" | TED | هؤلاء الناس يخمنون، سوف يقولون أشياء مثل، لماذا أنا اشعر بوجود كهرباء؟ |
| Olumlu şeyler söyleyebilirler. Arkadaşlarım. Eşim. | Open Subtitles | هناك أشخاص يقولون أشياء جيدة عني , أصدقائي , زوجتي |