| Onlar düşüncelerini her kanaldan, her zaman açıklayabiliyorlar, ve bunu yapıyorlar da. | TED | يمكنهم التعبير عن رأيهم على أي قناة في أي وقت، وهم يقومون بذلك. |
| Onlara kendi Noellerini istedikleri gibi geçirmelerini söyledim... Sanırım bunu yapıyorlar. | Open Subtitles | لقدأخبرتهمبأنينضِّمواعيدميلادهمالخاص، و يبدو أنهم يقومون بذلك |
| Peki neden bunu yapıyorlar? | Open Subtitles | لم يقومون بذلك إذاً؟ |
| Anlaşılan tüm arkadaşları bunu yapıyor ve annem benim de yaptığımı söyledi ve bu bana şunu düşündürdü: Bunu yapmayı ne zaman bıraktım? | TED | و يبدو إن كل أصدقائها يقومون بذلك وقد أخبرتني والدتي إني أيضاً كنت أفعل ذلك و هذا دعاني للتفكير متى توقفت عن فعل ذلك ؟ |
| Dünyanın her yerindeki insanlar bunu yapıyor. | TED | كان الناس من جميع أنحاء العالم يقومون بذلك. |
| - Peki, neden bunu yapıyorlar? | Open Subtitles | و لماذا يقومون بذلك إذا؟ |
| bunu yapıyorlar, biliyorsunuz. | Open Subtitles | يقومون بذلك ، أتعلم . |
| Transeksüel çocuklar her yerde bunu yapıyor. | Open Subtitles | جميع الأطفال المتحولون جنسياً يقومون بذلك. |
| Uyuşturucu satıcıları yıllardır bunu yapıyor. | Open Subtitles | متعاطي المخدرات كانوا يقومون بذلك لسنين |
| Teröristler bunu yapıyor. | TED | الإرهابيين يقومون بذلك الآن. |