| Tür olarak her daim yaptığımız gibi gençlerimizi bu çok önemli şeyi devam ettirme konusunda özendirme imkanımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. | TED | نحن في خطر من خسارة قدرتنا على الهام شباب اليوم من اجل ان يكملوا هذا الشيء المهم الذي نحن كمخلوقات اعتدنا على عمله |
| Bu arada, onlara bu konuda çalışmaya devam. | Open Subtitles | في الوقت الحالي دعهم يكملوا عملهم على هذا |
| - Altı tane yaptım ve şu an hepsi elinizde, ama size işimi devam ettirmeyeceklerini garanti edemem. | Open Subtitles | صنعت ستة، وهي التي تمّ إحصاؤها، لكن لا أضمن أن لا يكملوا حيث توقّفت. |
| - Savunma bu konu üzerindeki sorgulamaya devam etmeden önce belirteyim ki zorla girilme izleri yok. | Open Subtitles | هيا. قبل ان يكملوا بهذه الطريقة في الاسئلة |
| Sadece hayatına devam edememiş insanlar öyle şeyler söyler. | Open Subtitles | فقط الأشخاص الذين لم يكملوا حياتهم من يقولوا اشياء كذلك |
| İnsanlar hapse girdiğim an bunu devam ettirmek isteyecekler. | Open Subtitles | الناس سيريدون أن يكملوا هذا المرة ريثما أصبح في السجن. |
| Benim isyanımı devam ettirmek isteyen fertler. | Open Subtitles | وأراد أولئك أن يكملوا مسيرة ثورتي |
| Benimle daha fazla devam edemeyeceklerini söylediler. | Open Subtitles | لقد أخبروني أنهم لن يكملوا العملية، |
| Yani arama devam etmeli. | Open Subtitles | لذا عليهم أن يكملوا البحث |