"يكن صحيحاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • doğru değildi
        
    • doğru olmadığını
        
    • doğru değil
        
    • doğru olmasa
        
    Her ne kadar yarışmayı kazanıp o bibloyu kazanmak istesem de, küçük bir kızı bunun için incitmek doğru değildi. Open Subtitles وبقدر ماكنت اريد الفوز بذلك التمثال وشطب جوي من قائمتي لم يكن صحيحاً ان نجبر تلك الفتاة الصغيرة على فعلها
    Sana ne yapacağını söylemem doğru değildi. Open Subtitles انظري, لم يكن صحيحاً من قبلي أن أخبرك بما يجب أن تفعلي
    doğru değildi ama yine de kocama söylemek zorundaydım. Open Subtitles لم يكن صحيحاً ولكن أضطررتُ إلي إخبار زوجي
    Suçlamalar için üzgünüm, ama bir şeylerin doğru olmadığını biliyordum. Open Subtitles آسف بشأن الاتهامات ولكني عرفت ان شيئاً لم يكن صحيحاً
    yargıç,tutuklamanın doğru olmadığını söyledi ve gitmesine izin verdiler. Open Subtitles القاضى قال أن القبض عليه لم يكن صحيحاً وتركه يمشى
    Ama bu doğru değil. Open Subtitles أخذوها إلى المستشفى ولكن هذا لم يكن صحيحاً
    Sonra ölüm kalp atışlarının durması sandık ama bu da doğru değildi. Open Subtitles وكنا نظن أن الموت يحدث عند توقف نبضات القلب، وذلك أيضاً لم يكن صحيحاً.
    Kalp hastalığının daha çok erkek problemi olduğunu düşünürdük -- ki bu asla doğru değildi, ama 1950ler ve 60larda herkes böyle düşünüyordu, ve bütün kitaplarda böyle geçiyordu. TED لذا، فإن اعتقادنا أن أمراض القلب هي مشكلة الرجال بشكل أكبر الأمر الذي لم يكن صحيحاً نهائياً ولكن هذا ما اعتقده الجميع في الخمسينات والستينات وهذا ما كان في جميع الكتب
    Yani bazen bir şey söylüyorum sonra da "Bu kesinlikle doğru değildi" diyorum. Open Subtitles أقصد أنني بعض الأوقات أسمع نفسي ...أقول أشياء وبعد ذلك أفكر هذا لم يكن صحيحاً
    Louis'e beni hiçbir zaman kaybetmeyeceğini söyleyemezdim çünkü bu doğru değildi. Open Subtitles أنا أنا لم أستطع اخبار لوي بأنه لن يخسرني للأبد لأن ذلك لم يكن صحيحاً .
    Ama bu doğru değildi. Bir sanrıydı. Open Subtitles و هذا لمْ يكن صحيحاً كان توهّماً
    Az önce söylediğin şey, doğru değildi. Open Subtitles هذا لم يكن صحيحاً ما قلته للتو
    Bu parti başladığında bu doğru değildi. Open Subtitles عندما بدأت تلك الحفلة هذا لم يكن صحيحاً
    Ama doğru değildi. Open Subtitles لكن ذلك لم يكن صحيحاً.
    Nate'e senin hala Serena'ya aşık olduğunu düşündüğümü söylediğimde bana bunun doğru olmadığını ve ona benden hoşlandığını söylediğini anlattı. Open Subtitles حسناً، بعد إخباري نيت بكوني متوترة لكونك مازلت تكن مشاعر لسيرينا أخبرني أن ذلك لم يكن صحيحاً
    Öncelikle, daha önceden verdiğim ifademin doğru olmadığını söylemekle başlamak istiyorum. Open Subtitles أعتقد أنه يجب أن أبدأ بقول أن تصريحي الذي أدليت به في وقت سابق من الأسبوع لم يكن صحيحاً.
    Çoğu biyografisinde bu sonuç var ama mektup bunun doğru olmadığını kanıtlıyor. Open Subtitles كان ذلك إستنتاج معظم كتاب السير الذاتية، لكن تثبت هذه الرسالة أنّ ذلك لم يكن صحيحاً.
    Bunun izini sürüp, doğru olmadığını göstereceğiz. Open Subtitles سوف نقبض عليه بكل ما أمكن و سنُظهر أن ذلك لم يكن صحيحاً.
    Başkalarıyla arkadaşlık yaptığında ısrarcıydı ama bu doğru değil. Open Subtitles ظلوا يُصرّون على أنّه كان يعبث، ولكنّه لم يكن صحيحاً
    Ama cidden, sadece iki yıl önce tozlu bir müzede gece bekçisi olarak çalıştığın doğru değil mi? Open Subtitles لكن ألم يكن صحيحاً أنّك كنت حارساً ليلياً بمتحف منذ سنتين فقط؟
    Susan'ın söylediği... Tam olarak doğru değil. İyi bir insan değilim. Open Subtitles .. ما قالته "سوزان" لم يكن صحيحاً أنا لستُ شخصاً صالحاً
    Tam olarak doğru olmasa da her zaman başarılı olduğumuzu varsaydık sınırlarda bir şeyleri korumakta, dış dünya ve kendi ağımız arasındaki mesafeleri koruduğumuza dair inanılmaz bir güven vardı Open Subtitles لم يكن صحيحاً تماماً أننا ما إفترضنا دائماً نجاحنا في التصدي لهجمات عند الحاجز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more