| Binlerce kez kıçımı kurtardı. sadece iyi bir adam değildi. Melek gibiydi. | Open Subtitles | لقد أنقذني آلاف المرات، لم يكن مجرد رجل صالح، بل هو الأفضل |
| Burada olan sadece insan evrimindeki çok önemli bir an değil. | Open Subtitles | ما حدث هنا لم يكن مجرد لحظة محورية في التطور البشري. |
| Cynthia Brown: Louisville Oteli kadınlar için sadece bir rehabilitasyon hizmeti değil, ayrıca bir iş gücü programı. | TED | سينثيا براون: فندق لويسفيل لم يكن مجرد مرفق لإعادة التأهيل للنساء، إنه برنامج القوى العاملة. |
| - Ya bu sadece kaçırmadan ibaret değilse? | Open Subtitles | -ماذا لو لم يكن مجرد اختطاف ؟ |
| - Ya bu sadece kaçırmadan ibaret değilse? | Open Subtitles | -ماذا لو لم يكن مجرد اختطاف ؟ |
| Üstelik sıradan bir yıldız değildi, bu bir pulsardı ve bu yıldız kalıntısı geçmişte patlamıştı. | TED | ولم يكن مجرد أي نجم، لكنه نجم نابض متغير لمعانه، وهذا هو بقية النجم الذي انفجر في السابق. |
| Biliyorsun, senin kadar anlayışlı biri değildi. | Open Subtitles | تعلمون، وقال انه لم يكن مجرد كما فهم كما أنت. |
| O minimarkette, o kadar sene önce sadece iki adam değil, iki Amerika da çarpışmıştı. | TED | في المتجر، كل هذه السنوات السابقة، لم يكن مجرد رجلين، لكن أمريكاتان تصادمتا. |
| Büyük Patlama sadece uzayda olan bir patlama değildi; aynı zamanda uzayın patlamasıydı. | TED | فالانفجار الكبير لم يكن مجرد انفجار حدث في الفضاء؛ بل هو أنفجار في الرقعة و المساحة و الحجم |
| Sonradan ortaya çıktı ki Hakim'in o dönemde yanındaki personeli sadece bir avukat değildi, aynı zamanda bir bilim adamıydı. | TED | لذلك، يبدو أن موظفا لدى القاضي سويت لم يكن مجرد محامي لقد كان عالما |
| sadece bilimadamı da değildii Moleküler Biyoloji alanında doktora yapmıştı. | TED | لم يكن مجرد عالم لقد حصل على الدكتوراه في البيولوجيا الجزيئية |
| sadece bütçe kesintisinden kaynaklanmıyordu. | Open Subtitles | حسنا، لم يكن مجرد التخفيضات في الميزانية، كما تعلمون. |
| Doktor Gould sadece meslektaşım değildi, o benim en iyi arkadaşımdı. | Open Subtitles | الدكتور جولد لم يكن مجرد زميل لي، كان أفضل أصدقائي |
| sıradan bir zaman kırıIması değildi. | Open Subtitles | هذا لم يكن مجرد طية بسيطة للزمن كان هناك مكان غريب كالجحيم |
| İpek Yolu'nun sıradan bir siber suç tasarısı olmadığını görebiliyordum. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى أن طريق الحرير لم يكن مجرد مخطط الكتروني اجرامي آخر |
| BJK: Öncelikle, Bobby Riggs -- o önceki bir numaralı oyuncuydu, korsan biri değildi bu arada. | TED | بيلي جين: في البداية، بوبي ريغز-- كان اللاعب رقم واحد في العالم أنذاك، بالمناسبة لم يكن مجرد متطفلٍ على اللعبة. |
| Üstelik sıradan biri değildi, öyle değil mi Gloria? | Open Subtitles | و لم يكن مجرد رجل عادى صحيح, جلوريا؟ |