| Her ne ile yüzleşmiş olursan ol seçim şansının olmadığı bir an yoktu. | Open Subtitles | مهما واجهت لم يكن هنالك وقت لم تملكي فيه حرية اتخاذ قرارك |
| Kafam karıştı. Uygun bir an yoktu. | Open Subtitles | لقد أرتبكت لم يكن هنالك وقت مناسب |
| Cole geçen gece beni aradı ve üzerine konuşacak zaman yoktu. | Open Subtitles | ...لقد اتصل بي كول في الليله الماضية ، ولم .\يكن هنالك وقت لكي نتتحدث عنه |
| zaman yoktu. Özür dilerim. | Open Subtitles | . لم يكن هنالك وقت . أنا أسف |
| Ama zaman yoktu. | Open Subtitles | "ولكن لم يكن هنالك وقت" |