"يكن يتحدث" - Translation from Arabic to Turkish

• konuşmuyordu
• konuşmadı
• konuşmazdı

Babam gelmek istemişti. Başka bir şey hakkında konuşmuyordu.
أراد أبي أن يأتي, و لم يكن يتحدث عن شيء غير ذلك

Aslında konuşmuyordu.
حسنٌ.. لم يكن يتحدث وحسب، بل كان أشبه بالجدال لقد كان بعيداً جداً

İngilizce konuşmuyordu ve hakikaten bir garipti.
لم يكن يتحدث الإنجليزيه , كان فقط غريب الأطوار حقا

70'li yılların başında yaptığım çizimleri gördükten sonra benimle konuşmadı.
لم يكن يتحدث إليّ بعد ذلك، بعد أن رأى بعض أعمالي في أوائل السبعينات.

Öldürmek istemedim ama piç kurusu konuşmadı.
لم أقصد أن أقتله، لكن الاحمق لم يكن يتحدث.

Hiç dostu yoktu, hiç düşmanı da. Kimseyle konuşmazdı.
لم يكن لديه أي أصدقاء أو أعداء لم يكن يتحدث إلى أي أحد.

Çok fazla insanlarla konuşmazdı, onu müzikle tanıştırdım ve ilk defa böyle bir tepki verdi.
لم يكن يتحدث كثيرًا وعندما أسمعته الموسيقى كانت هذه هي ردة فعله

Hayır, ama zaten hiçbir şey hakkında konuşmuyordu.
لا ولكنه لم يكن يتحدث عن اى شيىء

- Bilmiyorum, benimle konuşmuyordu.
ماكان ذلك؟ لا أعلم فلم يكن يتحدث إلي.

Cath polislerle konuşmuyordu.
كاث لم يكن يتحدث إلى رجال الشرطة.

Yalnızca Phil'le konuşmuyordu.
و لم يكن يتحدث الى فيل فقط

Seninle konuşmuyordu bile.
هو لم يكن يتحدث معك حتى.

Habil tanrı ile konuşmuyordu.
هابيل لم يكن يتحدث الى الرب

Benimle konuşmadı bile.
انه حتي لم يكن يتحدث لي

Olmayan bir dilde konuşmadı!
لم يكن يتحدث لغة غير مفهومة

Bremer Arapça' konuşmadı...
بريمر لم يكن يتحدث العربية...

Pek fazla konuşmazdı, öteki hasta bakıcılarıyla bile.
لم يكن يتحدث كثيراً ولا حتى لطبيب آخر

Lenny hayattayken fazla konuşmazdı.
(ليني) لم يكن يتحدث كثيراً عندما كان حياً

Onun hakkında benimle bile konuşmazdı.
لم يكن يتحدث عنها حتى معي

Bu konuda fazla konuşmazdı.
لمّ يكن يتحدث عن ذلك كثيراً.