| Bazen hissettiğini ifade edebilmek için doğru kelimeleri bulmak zordur. | Open Subtitles | أحياناً يكون من الصعب أن تجد الكلمات التي تصف شعورك |
| Göğsünde madalyalar taşıyan bir generale karşı koymak da çok zor. | TED | وسوف يكون من الصعب ان تواجه ذلك مع أحد الجنرالات الحربية |
| Eğer Tanrı hayatlarımızın içinde olsaydı, bu davaları çözmek bu kadar zor olmazdı. | Open Subtitles | ،لو كان الرب موجودا في حياتنا .فلن يكون من الصعب حل هذه القضايا |
| Mükemmel bir hedefe ulaşmak bu gibi gergin durumlarda zor olabilir. | Open Subtitles | يمكن والهدف المثالي يكون من الصعب تحقيق في مثل هذه الظروف. |
| Sizin için zor olmalı ama lütfen ona iyi bakın. | Open Subtitles | يجب أن يكون من الصعب عليك لكن أرجوكِ أعتني بها جيداً |
| Burada havalı insanlarla tanışmak çok da zor olmasa gerek. | Open Subtitles | لا يجدر أن يكون من الصعب مقابلة أناس جيدة في هذه المدينة. |
| O sadece yaşaması zor biri. | Open Subtitles | يمكن قليلاً أن يكون من الصعب التعايُش معهُ |
| Çok kalabalıklar, izlerini sürmek zor olmaz. | Open Subtitles | لذا كثير منهم لن يكون من الصعب عليهم تتبعها |
| Peki şuna ne dersin? "Dominik, nik, nik..." Selam. Galiba erkeklerden vazgeçmek pek zor olmayacak. | Open Subtitles | ما رأيك بهذا ؟ ربما لن يكون من الصعب التخلي عن الرجال |
| Burada gerçekleri bulmak zor olabiliyor özellikle de güneş battıktan sonra. | Open Subtitles | قد يكون من الصعب معرفة الحقيقة هنا خصوصأً عندما تغيب الشمس |
| Çocuklar yanlarındayken, onları bulmak zor olmayacaktır. | Open Subtitles | مع وجود الأطفال لن يكون من الصعب إيجادهم |
| Ama bazen bir demiryolunu inşa etmek çok zordur sadece. | Open Subtitles | لكن بعض الأحيان، يكون من الصعب جداً بناء سكك حديدية. |
| Dikkat etmek neden bu kadar zordur? | TED | فلماذا يكون من الصعب جداً إيلاء الإهتمام؟ |
| Bir şeyi iyi bildiğimizde, değiştirmek zordur. | TED | عندما نعرف شيئًا بشكل جيد، يكون من الصعب تغييره. |
| Küçük kitapları, büyük kitapların arasında aramak çok zor oluyor. | Open Subtitles | حتى لا يكون من الصعب قراءة الكتب الصغيرة بين الكبيرة |
| Fakat bir kere kaymaya başlarsanız tekrar başa dönmeniz çok zor oluyor. | TED | لكنه يكون من الصعب جدا حين تبدأ بالتزلج هبوطا، أن تعود إلى الأعلى. |
| Eski kocasının kendi yaptığı işler var. Ve onun yalan söylediğini kanıtlamak bu kadar zor olmamalıydı. | Open Subtitles | زوجها السابق لديه جدول أعماله الخاص لن يكون من الصعب أن نثبت أنه كاذب |
| Haşmetmeapın benin bulması ne kadar zor olabilir ki? | Open Subtitles | كيف يمكن أن يكون من الصعب لها أن تجدني ؟ |
| Bunu Amerika'da oyuna koymak biraz zor olabilir. | TED | قد يكون من الصعب قليلا لتجريبها في الولايات المتحدة. |
| Bahsettiğim tasarım dijital deneyimlerin, özellikle de sistemlerin tasarımı, bu sistemler o kadar büyük ki, büyüklüğünü kavramak bile zor olabilir. | TED | أتحدث عن تصميم التجارب الرقمية وخاصةً تصميم الأنظمة الكبيرة جدًا بحيث قد يكون من الصعب استيعاب نطاقها. |
| zor olmalı. Sana bilgi veren kimse yok. | Open Subtitles | يجب أن يكون من الصعب لا أحد يقول لك أي شيء. |
| Ben bile bu durumla nasıl baş edeceğimi bilemiyorum. Senin için çok zor olmalı. | Open Subtitles | لا أعلم كيف يمكن أن يكون واحد، ويجب أن يكون من الصعب على ذلك. |
| Saçları sıkı örülü beyaz bir kızı bulmak çok da zor olmasa gerek. | Open Subtitles | لن يكون من الصعب جدا تحديد مكان فتاة بيضاء ذات ضفائر. |
| Bir video üretmek çok da zor olmasa gerek. | Open Subtitles | لن يكون من الصعب عليك تلفيق الفيديو |
| Yenmesi zor biri olacak. | Open Subtitles | سوف يكون من الصعب هزيمته |
| Kara para aklama meselesini kanıtlaman zor olmaz. | Open Subtitles | لن يكون من الصعب إثبات عملية غسل الأموال عليهم |
| Eğer polise konuşursan, seni bulmam zor olmayacak, beni anlıyor musun? | Open Subtitles | ومعي رخصة قيادتك إذا تحدثت إلى الشرطة، لن يكون من الصعب العثور عليك، مفهوم؟ |
| Bir hareket ya da sözün sınırı geçip geçmediğini ayırt etmek gerçekten de zor olabiliyor. | Open Subtitles | يكون من الصعب أحياناً معرفة متى يتعدى التعليق أو التصرف الحدود |
| Nerede yaşayıp, çalıştığını bulmak çok zor olmayacaktır. | Open Subtitles | بالتالي لن يكون من الصعب معرفة مكان عملك، أو مسكنك. |