"يلتقط" - Translation from Arabic to Turkish

    • alıyor
        
    • alır
        
    • alıp
        
    • tespit
        
    • topluyor
        
    • çekip
        
    • çeker
        
    • algılıyor
        
    • çekiyordu
        
    • çekerdi
        
    • çekilmek
        
    • çekerken
        
    • çeken
        
    • çekiyor
        
    Chan, yüzey tarayıcısı, profesör farklı bir sinyal alıyor gibi görünüyor, tho. Open Subtitles تشان، إنه ماسح السطح يا أستاذ يبدو أنه يلتقط إشارة مختلفة، ذُو
    Deli olmalısın." Onun yerine yere doğru eğilir ve beş tane taş alır ve çoban çantasına koyar devamında devle karşılaşmak için dağdan aşağı inmeye başlar. TED و بدلا من ذلك ينظر إلى الأرض و يلتقط خمسة أحجار و يضعهم في حقيبته ويبدأ في النزول من على جانب الجبل ليقابل العملاق.
    Arka oyuncu aşağı inecek ve silahı alıp saldırı yapacak olana verecek Open Subtitles و المساندة سيهبط للأسفل ، حتى يلتقط البنادق . ويُسلمهم إلى الهجوم
    Daniel'ın dediğine göre, binlerce ışık yılı öteden, yaklaşan Goa'uld gemilerini tespit edebiliyor. Open Subtitles ووفقا لدانيال ، فيمكنه أن يلتقط إقتراب سفن الجواؤلد على بعد آلاف السنوات الضوئية
    Şimdiyse çekleri topluyor. Open Subtitles كل ما يفعله الآن أن يلتقط الشيكات ولا يسأل
    Kız kardeşimin fotoğraflarını çekip duran Barney Gumble mı? Open Subtitles نفس بارني قمبل الذي يلتقط صوراً لأختي باستمرار؟
    Adamın biri fotoğrafını çeker, bütün işi berbat edersin. Anladın mı bak ne diyorum? Open Subtitles إذا كان أحدهم يلتقط الصور سيسجّل الأمر برمّته، أتفهم؟
    Sensör insanın vücut ısısını algılıyor... Open Subtitles الكشاف يلتقط أى نشاط لحرارة الجسم أياً كان زو أربع أرجل أو أثنان
    Piggie keçiyi sıkarken Bay Malone pencereden resim çekiyordu. - Ne için? Open Subtitles السيد أونري مالون كان يلتقط صورا من تلك النافذة
    Varoşlardan küçük azgın tipleri alıyor. Open Subtitles يلتقط رجل صغير مثار جنسيًا سيفعلها في الممر.
    Bu saçmalık! Yani, senin de dediğin gibi diğer her tür şeyleri alıyor. Open Subtitles كما قُلت من قبل، إنه يلتقط كل الأشياء الآخرى
    Cesedi incelemek için bazı özel aletler alıyor. Pekâlâ. Open Subtitles يلتقط بعض الأدوات الخاصة لمعالجة هذا الجسد
    - Eğer bir Gatorade alırsan, o zaman herkes de alır. - Öyle mi ? Open Subtitles اذا اخذت قيتوريد, كل شخص سوف يلتقط واحده.
    Bizim sürücü oyuncak bebekleri depodan alır, ve eritebilmek için buraya getirir, ve onları satmak için hazırlar. Open Subtitles إذًا، سائقنا يلتقط الدُمى من المستودع ويجلبهم هنا حيثُ يذوّبونهم والهيروين بعد ذلك يُقطع للبيع
    Bir gün, takımımızdan biri bir okula gitmiş ve bir öğretmenin okulun bahçesinden taş ve sopalar alıp sınıfa götürdüğünü ve onları öğrencilere verdiğini görmüş. TED في أحد الأيام، ذهب أحد أعضاء فريقنا إلى مدرسة ورأى مُعلما يلتقط العصي والحجارة من حديقة في الخارج ويأخذها إلى داخل الفصول الدراسية ويعطيها للطلاب.
    Yardımcı robotlar biten portreleri alıp herkesin hayran kalması için halka açık alanlara asar. TED يلتقط الآليون المساعدون اللوحات المنتهية ويقومون بتعليقها في أماكن عامة من أجل أن يعجب بها الجميع.
    Peki, dün radarlarımız bunu neden tespit edemedi? Open Subtitles ولماذا لم يلتقط الرادار الأرضي الإشارة بالأمس؟
    Başka birilerinin mevkilerini tespit etmesi riskini alamayız. Open Subtitles لا نستطيع المخاطرة بأن شخص آخر يمكن أن يلتقط موقعهم
    Zoidberg bir parça daha topluyor. Seyirciler çılgına döndü. Open Subtitles زويدبيرغ يلتقط قطعة أخرى و تشجيع الجمهور يزداد
    Kız kardeşimin fotoğraflarını çekip duran Barney Gumble mı? Open Subtitles نفس بارني قمبل الذي يلتقط صوراً لأختي باستمرار؟
    Ne çeşit bir psikopat kendinin ve cinayet silahlarının fotoğraflarını çeker ki? Bazı caniler hatıralarını saklar. Open Subtitles أيّ نوعٍ من المختلين العقليين يلتقط صُوراً لنفسه وأسلحة جرائمه؟
    O radyasyon ve fiziksel olmayan hareketler... algılıyor daha önce burada var olan. Open Subtitles لم يلتقط أى إشعاع عن أى شىء ليس مادى كان هنا مؤخراً
    Onun hakkında rüya görüyordum. Çırılçıplak fotoğraflarımı çekiyordu. Open Subtitles كنت احلم به، كان يلتقط لي صوراً وأنا عارية.
    Etrafta dolanıp hayvanların fotoğraflarını çekerdi. Vahşidoğa fotoğrafçısı olmak istiyordu. Open Subtitles كان يلتقط الصور للحيوانات و كان يريد أن يصبح مصوراً فوتوغرافياً للحياة البرية
    Kocam üniformasıyla fotoğraf çekilmek istedi. Open Subtitles زوجي يريد أن يلتقط صورة لنفسه وهو بالزي الرسمي
    Gazeteyi okuma şekli burnunu nasıl karıştırdığı, çay içmek için kullandığı bardak, süt için kullandığı bardak 31 çekerken nasıl göründüğü etrafta kimse yokken köpeğine davranışı... Open Subtitles هكذا يقرأ الورقة ، يلتقط أنفه، أي زجاجه يحب للشاي، وأي واحد للحليب.
    Partinin resmini çeken fotografçı bir tek kare bile resminizi çekememiş. Open Subtitles المصور الذي إستُئجر لتوثيق هذا الحفل لم يلتقط صورة واحدة لكِ
    Fotoğraflar çekiyor ve kurbanlarına dair kişisel bağlantılar topluyor-- cüzdanları ve saçları. Open Subtitles إنه يلتقط الصور و يجمع أمورا شخصية من ضحاياه محافظهم و شعرهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more